Translation of "Arkadaşları" in Dutch

0.016 sec.

Examples of using "Arkadaşları" in a sentence and their dutch translations:

- Arkadaşları onu ayıplıyor.
- Arkadaşları onu kınıyor.

Zijn vrienden misprijzen hem.

Arkadaşları onu korudular.

Haar vrienden beschermden haar.

Tom arkadaşları ile.

- Tom is met zijn vrienden.
- Tom is met z'n vrienden.

Sami'nin arkadaşları eşcinseldir.

Sami's vrienden zijn gay.

Onların yeterince arkadaşları yok.

- Ze hebben niet genoeg vrienden.
- Ze hebben te weinig vrienden.

Arkadaşları onu istasyonunda bekliyorlardı.

Zijn vrienden wachtten op hem bij het station.

Arkadaşları onu kapıda bekledi.

Haar vrienden wachtten op haar bij de poort.

- Tom'un çok zengin arkadaşları var.
- Tom'un çok zengin bazı arkadaşları var.

Tom heeft enkele zeer rijke vrienden.

Sınıf arkadaşları tarafından alay edildi.

Er werd met hem gespot door zijn klasgenoten.

O, arkadaşları kadar müziğe düşkün.

Zij, en ook haar vrienden, zijn gek op muziek.

Onun iyi arkadaşları olduklarını söyledi.

Ze zei dat ze goede vrienden van haar waren.

Sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.

Hij kan goed overweg met zijn klasgenoten.

Siz arkadaşları tekrar gördüğüme sevindim.

Ik ben blij om jullie weer te zien.

Ona arkadaşları tarafından Ted denilirdi.

Zijn vriendinnen noemden hem Ted.

Ann'in birlikte oynayacak arkadaşları yoktu.

Ana had geen vrienden waarmee ze kon spelen.

Erkek çocuk arkadaşları ile birlikte yüzüyor.

- De jongen is aan het zwemmen met zijn vrienden.
- De jongen is met zijn vrienden aan het zwemmen.

Çünkü onun bütün arkadaşları da fakirdi.

Omdat al zijn vrienden ook arm waren.

Sınıf arkadaşları ile arkadaş olmaya çalıştım.

Ik probeerde vrienden te worden met de klasgenoten.

Tom'un beklenmedik ölümü çalışma arkadaşları mahvetti.

Toms onverwachte dood maakte zijn werkcollega's overstuur.

Onun birçok arkadaşları var gibi görünüyor.

Zij lijkt veel vrienden te hebben.

Bütün arkadaşları eve gittiğinde o yalnız hissetti.

Ze voelde zich eenzaam toen al haar vrienden naar huis waren gegaan.

Onun arkadaşları, benim bildiğim, aynı fikirde değil.

Haar vrienden zijn het daar niet mee eens, voor zover ik weet.

John, arkadaşları ile pul ticareti yapmayı seviyor.

John vindt het leuk om postzegels te ruilen met zijn vriend.

Tom'un hâlâ Boston'da kalan arkadaşları olduğunu düşünüyor musun?

Denk je dat Tom nog vrienden over heeft in Boston?

Tom ve arkadaşları bir kardan kale inşa etti.

Tom bouwde met zijn vrienden een sneeuwfort.

Tom ve arkadaşları neredeyse her cuma gecesi poker oynar.

Tom en zijn vrienden spelen bijna iedere vrijdagavond poker.

Babası onun arkadaşları ile kasabaya gitmesine asla izin vermedi.

Haar vader stond haar nooit toe om met vrienden naar de stad te gaan.

Serildi ve tahmin edebileceğiniz gibi, tüm seçilmiş arkadaşları, tüm korumaları

en bijlslagen, en zoals je zou verwachten, worden al zijn gekozen metgezellen, al zijn lijfwacht,

Ben gerçekten Tom ve onun arkadaşları ile kovalamaca oynamak istemedim.

Ik wilde echt geen tikkertje spelen met Tom en zijn vrienden.

Tom ve Mary arkadaşları ile birlikte dans etmeye gitmeyi severler.

Tom en Mary gaan graag met hun vrienden dansen.

Tom ve arkadaşları kamp ateşinin etrafında oturdu ve şarkılar söyledi.

Tom en zijn vrienden zaten rondom het kampvuur en zongen liedjes.