Translation of "Akıcı" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Akıcı" in a sentence and their dutch translations:

Akıcı Japonca konuşur.

Hij spreekt vloeiend Japans.

Fransızcada akıcı olmak istiyorum.

Ik wil vloeiend Frans kunnen spreken.

Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.

Je spreekt vloeiend Engels.

O, akıcı Fransızca konuşur.

Hij spreekt vloeiend Frans.

Endonezce'yi henüz akıcı konuşamıyorum.

Ik spreek nog niet vloeiend Indonesisch.

Akıcı değildi, biraz da yetersizdi

En het was niet vloeiend, eerder schokkend,

Tıp dilinde akıcı konuşmaya başladım,

Ik leerde het medisch jargon spreken,

Ancak gerçek çok daha akıcı

De realiteit is flexibeler.

Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.

Ze kan Frans spreken en zelfs vloeiend.

Senin kadar, akıcı İngilizce konuşmuyor.

Zij spreekt niet zo vlot Engels als jij.

O, akıcı bir İngilizce konuşur.

Hij spreekt vloeiend Engels.

İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.

Ik zou graag vloeiend Engels spreken.

İngilizceyi akıcı şekilde konuşabilmeyi istiyorum.

Ik wil vloeiend Engels kunnen spreken.

David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.

David kan vloeiend Frans spreken.

O akıcı bir biçimde Çince konuşur.

Hij spreekt vloeiend Chinees.

Ben akıcı bir biçimde İngilizce konuşurum.

Ik spreek vloeiend Engels.

Tom akıcı bir şekilde Japonca konuşur.

Tom spreekt vloeiend Japans.

Kaç dili akıcı bir şekilde konuşabilirsin?

Hoeveel talen kun je vlot spreken?

O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.

Hij spreekt vloeiend Engels.

Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.

Als hij vloeiend Engels spreekt, neem ik hem aan.

Ve akıcı bir şekilde anlıyor ve derinlemesine düşünebiliyorum.

en die ik vloeiend begrijp en waarmee ik diep kan nadenken,

Benim akıcı bir biçimde konuşabileceğim tek dil İngilizce'dir.

De enige taal die ik vlot kan spreken, is Engels.

Mary mükemmel bir Fransızca biliyor. Ayrıca akıcı Almanca da biliyor.

Mary spreekt perfekt Frans. Ze spreekt ook vloeiend Duits.

Bir dili iyi konuşmakla akıcı konuşmak arasında büyük bir fark vardır.

Er is een groot verschil tussen een taal goed kunnen spreken, en een taal vloeiend kunnen spreken.