Translation of "Acı" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Acı" in a sentence and their dutch translations:

Acı.

Pijn.

O acı acı ağladı

Ze huilde bitter.

Kahve acı.

De koffie is bitter.

Acı dayanılmazdı.

De pijn was ondraaglijk.

Ne acı.

- Jammer.
- Wat jammer!
- Dat is jammer.

Acı bana.

Heb medelijden!

Ama gerçekten acı!

Erg bitter.

Acı bir ders.

Een pijnlijke les.

Ailem acı çekiyordu.

Mijn gezin leed.

İlacın tadı acı.

- Dit medicijn smaakt bitter.
- Het medicament smaakt bitter.

Çok acı vericiydi.

Het was ondraaglijk.

Aşk acı verir.

Liefde doet pijn.

Gerçek acı verir.

De waarheid doet pijn.

Çok acı çekiyorum.

Ik heb veel pijn.

Bu ilaç acı.

Dit medicijn smaakt bitter.

Düşünmek acı veriyor.

- Denken doet pijn.
- Denken kwetst.

Acı çektiğini biliyoruz.

We weten dat jullie pijn hebben.

İnsanlar acı çekiyor.

Het volk lijdt.

Sünnet acı vericidir.

Besnijdenis is pijnlijk.

Acı bilmeyen bir doktor, acı çekenlerin ihtiyacını anlamaz.

Een dokter die geen pijn kent, begrijpt de nood van mensen die pijn lijden niet.

- İnsanoğlu acı çekmeye mahkûmdur.
- Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.

De mens is voorbestemd tot lijden.

Acı çekiyor hatta ölüyorlar.

omdat ze de medicijnen niet kunnen betalen.

Nedir seni yaralayan acı

Zie je de pijn niet die je verwond heeft?

O acı gözyaşları döktü.

- Ze huilde bittere tranen.
- Zij huilde bitterlijk.

O, acı içinde bağırdı.

Hij schreeuwde van de pijn.

Bu acı hiç dinmez.

Pijn is nooit tijdelijk.

Kakao çok acı olabilir.

Cacao kan heel bitter zijn.

Ağrı, acı, defol git.

Pijn, pijn, ga weg.

Onlar yeterince acı çekti.

Ze hebben genoeg geleden.

Bu biranın tadı acı.

Dit bier smaakt bitter.

Bu kahvenin tadı acı.

Deze koffie smaakt bitter.

Bu kahve çok acı.

Deze koffie is te bitter.

Tom acı içinde inliyordu.

Tom kreunde van de pijn.

Acı çekmek insanın kaderidir.

Het is het lot van de mens om te lijden.

Tom acı çekti mi?

Heeft Tom geleden?

- Tom çok acı içinde olduğunu söylüyor.
- Tom çok acı çektiğini söylüyor.

Tom zegt dat hij veel pijn heeft.

Hiç böyle bir acı hissetmemiştim.

Absoluut de ergste pijn die ik ooit heb ervaren.

İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,

Mensen leden hieronder, hadden het moeilijk,

Dişim bana inanılmaz acı veriyor.

- Mijn tand deed ongelofelijk pijn.
- Mijn tand doet ongelofelijk pijn.

Eşim zatürreden dolayı acı çekiyor.

Mijn vrouw lijdt aan een longontsteking.

Ben artık neredeyse acı hissetmiyorum.

Ik voel de pijn nauwelijks meer.

Hayvanları acı çekerken görmeye dayanamıyorum.

Ik kan er niet tegen dieren te zien lijden.

Hiçbir acı sonsuza dek sürmeyecek.

Niets blijft altijd pijn doen.

Eğer zihnimiz huzursuz ve acı içerisindeyse,

Als onze geest geprikkeld of geïrriteerd is,

Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.

Ze voelde een brandende pijn, die ontzettend intens was.

Elim şişer ve acı geri dönerdi.

...zwol mijn hand op en kwam de pijn terug.

Gerçek ve acı dolu hikayemi anlatmanın

en mijn verhaal te vertellen met alle waarheden en pijn,

Tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.

zal de hele planeet uiteindelijk lijden.

Doktor gelinceye kadar acı içinde yattı.

Hij lag in een doodsstrijd tot de dokter aankwam.

Arı sokması çok acı verici olabilir.

Een bijensteek kan zeer pijnlijk zijn.

- Acı paylaşılarak azalır.
- Mutluluk paylaşılarak büyür.

Gedeelde smart is halve smart.

Hayat niçin o kadar acı dolu?

Waarom zit het leven vol leed?

Başka biri acı çektiğinde neden seviniyorsun?

- Waarom genieten we ervan als andere mensen lijden?
- Waarom geniet jij ervan als andere mensen lijden?

Hayvanların acı çektiğini görmekten nefret ederim.

Ik haat het, dieren te zien lijden.

Kilo vermek acı çekmek anlamına gelmemeli.

Gewicht verliezen hoeft geen lijden te betekenen

O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,

Een meedogenloze moordenaar met een vreselijke beet...

Sinirlendiğinde acı ve baharatlı bir Latin misin?

Ben jij een pittige hete Latina als je boos bent?

Salatalık acı mı? O zaman onu at!

De komkommer is bitter? Gooi het dan weg!

Onlara acı verirsen, seni nasıl çok sevebilirler?

Hoe kunnen ze je aanbidden als je ze pijn doet?

İnsanlar çeşmenin suyunun kirli olmasından acı çekiyorlar.

- De mensen lijden onder de besmetting van het leidingwater.
- De mensen lijden onder de vervuiling van het leidingwater.

En acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini

en de pijnlijkste in iets grappigs konden veranderen,

Bunu acı ve sinir bozucu bir deneyim olarak gördü.

, net als de meeste van Napoleons Marshals, een bittere en frustrerende ervaring.

Neden acı çekmek zorunda olan kişi her zaman benim?

Waarom ben ik altijd degene die moet lijden?

- Öksürürken ağrı acı oluyor mu?
- Öksürürken canınız yanıyor mu?

- Doet het pijn als u hoest?
- Doet het pijn als u kucht?

El tırnak altları, kıymık batmasının en acı verdiği yerlerden biridir.

De pijnlijkste plek om een splinter te krijgen is onder de vingernagel.

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

Met superkrachtige kaken en een pijnlijkere beet dan een slang... ...is het een gevreesd roofdier.

Rus ordusu sadece altı hafta içinde acı çekti yaklaşık bir milyon kayıp verildi.

Ayrıca bir başka yükselen yıldız General Michel Ney ile acı ve uzun süreli bir kan davası başlattı.

Hij begon ook een bittere, langdurige vete met een andere rijzende ster, generaal Michel Ney.