Translation of "Tadı" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Tadı" in a sentence and their dutch translations:

Tadı güzel.

Het is lekker.

İlacın tadı acı.

- Dit medicijn smaakt bitter.
- Het medicament smaakt bitter.

Etin tadı kötü.

Het vlees smaakt slecht.

Sütün tadı ekşi.

De melk smaakt zuur.

Sütün tadı kötüydü.

De melk smaakte slecht.

Bunun tadı iyi.

Dit smaakt goed.

Onun tadı berbat.

Dat smaakt vreselijk.

Bunun tadı küflü.

Dit smaakt beschimmeld.

Tereyağının tadı ekşi.

De boter smaakte zuur.

Pirincin tadı güzeldir.

De rijst is lekker.

Pizzanın tadı iyiydi.

De pizza smaakte goed.

- Bu portakalların tadı iyi.
- Bu portakallrın tadı iyi.

Deze sinaasappels smaken goed.

Çok iyi tadı var.

Het is erg lekker.

Tatlı bir tadı vardı.

Het smaakte zoet.

Elmanın tatlı tadı var.

De appel smaakt zoet.

Bunun tadı çaya benziyor.

Dat smaakt naar thee.

Bu elmaların tadı iyi.

Die appels zijn lekker.

O suyun tadı güzel.

Dat water smaakt goed.

Bu suyun tadı güzeldir.

Dit water smaakt goed.

Bu hindinin tadı iyi.

Deze kalkoen smaakt goed.

Bu elmanın tadı ekşi.

Deze appel smaakt zuur.

Bu yoğurdun tadı tuhaf.

Deze yoghurt smaakt vreemd.

Bu şarabın tadı iyi.

Deze wijn smaakt goed.

Bu üzümlerin tadı ekşi.

Die druiven smaken zuur.

Bu biranın tadı acı.

Dit bier smaakt bitter.

Çorbanın sarımsak tadı var.

De soep smaak naar look.

Bu kahvenin tadı acı.

Deze koffie smaakt bitter.

Bu çayın tadı güzel.

Deze thee smaakt goed.

Bu sütün tadı tuhaf.

Die melk heeft een rare smaak.

Tadı dikenli bir salata gibi.

Het smaakt als sla met prikkels.

Peynirli kekin tadı çok güzeldi.

De kaastaart smaakte te zoet.

Bu meyvenin tadı iyi değil.

Dit fruit smaakt niet goed.

Sirkenin keskin bir tadı vardır.

Azijn heeft een scherpe smaak.

Sütün ekşi bir tadı var.

De melk smaakt zuur.

Bunun tavuk gibi tadı var.

Dit smaakt naar kip.

Göründüğü kadar iyi tadı yok.

Het smaakt niet zo goed als het eruitziet.

Bu portakalların lezzetli tadı var.

Deze sinaasappels smaken heerlijk.

Bunun çok iyi tadı var.

Dit is erg lekker.

Tadı biraz şey... ...karton çiğnemek gibi.

Het smaakt een beetje naar karton.

Bunun bir tavuk gibi tadı var.

Het smaakt naar kip.

Eğer açsan, her şeyin tadı iyidir.

Als je honger hebt, smaakt alles goed.

Yiyeceğin tadı o kadar kötü değildi.

Het eten heeft niet zo slecht gesmaakt.

Tadı en iyi olan et hangisi?

Welk vlees smaakt het beste?

Bunun gerçekten çok iyi tadı var.

Dit is erg lekker.

Biraz tuzun, tadı artıracağını düşünüyor musun?

Denk je dat een beetje zout de smaak zou verbeteren?

Bu sütün tuhaf bir tadı var.

Die melk heeft een rare smaak.

Bu peynirin keskin bir tadı var.

Deze kaas heeft een scherpe smaak.

Ve tadı o kadar hoşuna gidiyor ki

en ze wordt een belangrijke commerciële variëteit in de 19e eeuw,

- Balık somon gibiydi.
- Balığın tadı somonunkine benziyordu.

- De vis smaakte als zalm.
- De vis smaakte naar zalm.

Tom onun tavuk gibi tadı olduğunu düşünüyor.

Tom vindt dat het naar kip smaakt.

- İlginç bir yanı yok.
- Tadı tuzu yok.

Er is geen smaak of kraak aan.

Tadı oldukça kötü ama... ...iyi protein, iyi enerji.

Ze zijn vrij smerig, maar... ...goede proteïne, goede energie.

Tadı oldukça kötü ama... ...İyi protein, iyi enerji.

Ze zijn vrij smerig, maar... ...goede proteïne, goede energie.

Tadı oldukça kötü, ama... ...İyi protein, iyi enerji.

Ze zijn vrij smerig, maar... ...goede proteïne, goede energie.

Ama hayal edebileceğiniz gibi, tadı pek harika sayılmaz!

Maar je kunt je voorstellen dat het niet erg lekker smaakt.

Fıçı birasının tadı sıcak bir günde özellikle iyidir.

Bier van het vat smaakt vooral goed op een warme dag.

Nikotin tuzunun tadı daha yumuşak, kullanımı çok daha kolay

dat een zachtere smaak heeft, makkelijker in gebruik is

İkisinin de tadı oldukça iğrenç ama ancak biri beni hasta edebilir.

Beide zijn vrij smerig... ...maar slechts eentje kan me ziek maken.

İkisinin de tadı oldukça iğrenç, ama ancak biri beni hasta edebilir.

Beide smaken vrij smerig... ...maar slechts eentje kan me ziek maken.

Eğer elmaya benziyorsa ve elme gibi tadı varsa, o, muhtemelen bir elmadır.

- Als het lijkt op een appel en het smaakt naar een appel, dan is het waarschijnlijk een appel.
- Als het op een appel lijkt en naar een appel smaakt, dan is het waarschijnlijk een appel.