Translation of "Gerçek" in Korean

0.012 sec.

Examples of using "Gerçek" in a sentence and their korean translations:

Bu gerçek.

농담이 아닙니다.

Gerçek bu.

진짜로 그래요

Gerçek sorunlar,

실제 문제

Gerçek sayılar,

실제 숫자

Gerçek sonuçlar.

실제 결과입니다.

Gerçek dünyadaki uygulamalarla

실제로 적용할 수 있게 된 거죠.

Bu gerçek mi?

"진실인가?"

Gerçeklik ''gerçek'' değildi.

현실은 "현실"이 아니구나.

O bana gerçek güzelliğin

엄마는 제게

Bu, şimdi bir gerçek.

지금 실제로 일어나고 있으니까요.

Bu hayalim gerçek oldu.

꿈이 이루어졌습니다.

Ama bulduğum gerçek dünya

하지만 제가 맞닥뜨린 현실은

Basit bir gerçek var:

수면 시간이 짧을수록, 인생도 그만큼 짧아집니다.

Orada gerçek oldu bile.

중국에서는 현실이 되었기 때문입니다.

Gerçek zamanlı bilgiler alıyorsunuz.

실시간 피드백을 받는 것이죠.

Gerçek olmayabileceğini fark ettim.

현실은 현실이 아닐지도 모른다는 거예요.

Hatta gerçek insanlara konser verdik.

사람들 앞에서 라이브 공연까지도 했습니다.

İşte o zaman gerçek, önemli

그 때가 사람들이 실제적이고, 명확하고 광범위한 변화의

Gerçek dünyaya adım atmaya hazırlanıyordum.

현실 세계에 발을 들여놓을 준비를 하고 있었습니다.

Hatta gerçek vücut çeşitliliğini destekleyen,

자위에 관한 워크샵,

Fakat gerçek uzmanlık bulguda bulunur.

하지만 진정한 전문지식은 증거로 대변됩니다.

Ancak doğru ise gerçek olabilir.

오직 진실일 때만 사실일 수 있습니다.

Bu gerçek bir insan kafatası.

음, 이건 실제 사람의 두개골입니다.

Gerçek, sistematik değişim zaman alıyor

실질적이고 체계적인 변화는 시간이 걸린다는 겁니다.

Gerçek şu ki sert, çetin

거칠고 강하며 쿵쾅거리는 코뿔소는

Ancak gerçek çok daha akıcı

하지만 현실은 매우 유동적이에요.

Ve gerçek bir şampiyon oldu.

그리고 진정한 챔피언이 되었죠.

Gerçek şu ki; her gün

진실을 말하자면 매일 매일

Doğru, samimi ve gerçek gelmiyordu.

저한텐 너무 가식적으로 느껴졌어요. 진정성이 없었죠

Gözden kaçırdığımız başka bir gerçek var

그러므로 우리는 좀 더 솔직하게 말할 필요가 있습니다.

Yani gerçek anlamıyla, dünyayı erkekler yönetiyor

따라서 말 그대로 남성이 세상을 지배하고 있습니다.

Gerçek zamanlı olarak onları engelleyip durdurabilirsin.

중간에 실시간으로 막고 저지할 수 있습니다.

Gerçek mi yoksa tamamen mecazi mi?

이것은 사실일까요 아니면 순전히 비유적인 의미일까요?

Insanlardaki gerçek iyiliği ortaya çıkarmanın anahtarıdır

우리가 그들에게 마음을 여는 것입니다.

Gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.

여러분은 진정한 영웅의 여정을 겪은 것입니다.

Gerçek ve acı dolu hikayemi anlatmanın

제 모든 진실과 고통을 담은 이야기를 말함으로써 말이죠.

Çünkü gerçek şu ki hastalığa yakalandığımda

사실 제가 백반증에 걸렸을 때,

Gerçek dayanıklıklık ve kendimizi geliştirmek için

우리에겐 보다 높은 수준의 감정적 포용이 필요해요

Dünyamızdaki gerçek süreçleri anlamamıza yardım edebilirler.

그 수치는 우리 현실세계에서 일어나는 실제 과정을 이해하는데 도움을 주죠.

Soğuk ve acı gerçek şu ki:

무서운 현실을 말씀드리자면

Tam da burada, gerçek sorunlar başladı.

그때부터 진짜 문제가 시작되죠.

Gerçek değişim ve etki kaynaklara gereksinim duymuştur.

진정한 변화와 영향을 행사하는데는 자원이 필요합니다.

Gerçek, çantanı toplayıp çık tarzı bir seyahate.

진짜 제가 짐을 싸서 떠나는 여행을 말입니다.

Bir hikâye gerçek değildir çünkü doğru olmayabilir.

이야기는 사실이 아닙니다. 사실이 아닐수 있기 때문이죠.

Ve gerçek, güçlü topluluklar kuracak bir dünya.

그곳은 단단한 커뮤니티를 만들 수 있습니다.

Gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,

진료소, 병원 등

Bir olayı gerçek hâliyle görme yeteneğimi kapatıyorum.

상황을 제대로 바라볼 수 있는 능력을 잃어버리는 것 같았죠.

Bence bu teknolojinin gerçek gücü işte bu.

저는 이 기술이 가진 진짜 힘은 바로 이것이라고 생각합니다.

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

하지만 현실은 더 복잡하고 어렵습니다.

Krizden sonra bazı açılardan gerçek bir fırsat kaçtı.

어떤 점에서 보면 금융위기 후에 기회를 놓쳤습니다.

Gerçek şu ki ben bu devi uyandırmaya çalışıyorum

사실 저는 이 거인을 깨우려고 노력하는 중이에요.

Ama gerçek şu ki, bu garip, yavaş hayat

사실은 이 이상하고 느린 생명체는

Kendi bütün ve gerçek kişiliğimle var olmaya hazırım.

그리고 진정한 제 자신으로서 존재할 준비도 되었습니다.

Ve ah, gerçek beni tanımanı istedim

오 나는 너가 진짜 나를 알기를 원했어

Bu, sandığınızdan daha kısa bir sürede gerçek olabilir.

그런 날이 생각보다 더 빨리 올지도 모릅니다.

Gerçek bir iyileştirme anlamına geleceği bir gelecek tasavvur edebiliyorum.

잠재적인 치료법이 될 미래를 그릴 수 있습니다.

Bunu sahiden yerine getirmeleri için gerçek bir etki, değişim

진정한 변화, 진정한 영향력, 그리고 자원들이

Ayrıca, bağışçı olarak gerçek anlamda bir deneyim kazanmalarını istiyorum,

하지만 그들 또한 기부자로서 정말 의미 있는 경험을하고

Gerçek hayatında bunu yapmak için bir gösteriye döndürmek isteyeceğin

여러분은 린이 될 필요가 없어요.

Sonra, gerçek hayatta mümkün olduğu kadar hızlı tanışmak istedim,

다음으로, 저는 가능한 빠르게 실제 만남을 갖고 싶었습니다.

Ancak gerçek şu ki toplumca sosyal hataları suç yapıyoruz,

하지만 현실은 사회에서 우리가 사회적 병리를 범죄시해

Bu numaranın gerçek amacı asıl büyük parçamız için bir şey yapmaktı.

이 마술의 진짜 목적은 더 대담한 데에 있어요.

Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,

그러나 많은 방식들에서 또 많은 장소들에서

Ama gerçek şu ki bunu yapmanızın sebebi, ölü bir adam olmaktan kaçınmak.

실제론 죽음을 피하기 위해 이 방법을 택했지만요

Arizona egzotik evcil hayvan mağazası sahibi Traci Roach, ki bu onun sahne adı değil, gerçek adı,

애리조나의 이색 반려동물 가게를 운영하는 트레이시 로치는 가명이 아닌 본명으로

Humeyni'ye göre ise ancak İran gibi halk desteğine sahip bir ülke, İslam dünyasının gerçek temcilcisi olabilirdi.

그러나 호메이니는 그의 대중적 혁명이 이란을 무슬림 성지로 만들었다고 주장한다.