Translation of "Karanlık" in Dutch

0.008 sec.

Examples of using "Karanlık" in a sentence and their dutch translations:

Karanlık...

Duisternis...

Karanlık.

Duisternis.

Karanlık denizlerimiz...

Onze donkere zeeën zijn het toneel...

Karanlık çöküyor.

- Het wordt donker.
- De duisternis valt.

Çok karanlık.

Het is heel donker.

Dışarısı karanlık.

Het is donker buiten.

Gece karanlık.

De nacht is donker.

Hava karanlık.

Het is donker.

Zaten karanlık.

Het is al donker.

Oda karanlık.

De kamer is donker.

Neredeyse karanlık.

Het is bijna donker.

Tamamen karanlık.

Het is helemaal donker.

İçerisi karanlık.

Het is donker binnen.

Şimdi karanlık.

Het is nu donker.

Oldukça karanlık.

- Het is behoorlijk donker.
- Het is vrij donker.

Hâlâ karanlık.

Het is nog donker.

Karanlık çökmek üzere.

Het is bijna donker.

Ancak karanlık çöktüğünde

bereikte toen de duisternis viel.

Karanlık madde arayışı

De zoektocht naar donkere materie

Karanlık biraz korkutucu.

Het was een beetje eng in het donker.

Dışarda hava karanlık.

Het is donker buiten.

Hava zaten karanlık.

Het is al donker.

Dışarısı tamamen karanlık.

- Het is buiten pikzwart.
- Het is buiten pikdonker.
- Het is helemaal donker buiten.

Karanlık korkusunu yenemedi.

Ze kon haar angst voor de duisternis niet overwinnen.

Dışarısı zifiri karanlık.

- Het is buiten pikzwart.
- Het is buiten pikdonker.

Gençlerden karanlık gerçekliği gizler

vermomt een veel donkerdere realiteit voor jonge mensen

Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...

Zo snel als het donker arriveerde...

Yağmurda karanlık olmaz mı?

Zal het niet donker zijn in de regen?

Hırsız karanlık antrede saklandı.

De dief verborg zich in de donkere deuropening.

Bu oda hava karanlık.

Het is donker in deze kamer.

Oda karanlık ve soğuktu.

Het was donker en koud in de kamer.

Karanlık madde doğrudan görülemez.

Donkere materie kan niet rechtstreeks gezien worden.

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

En mos houdt van een donkere, vochtige omgeving om te groeien.

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

Mos groeit in... ...donkere, vochtige omgevingen.

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

De duisternis is haar enige bescherming tegen roofdieren.

Ay döngüsünün en karanlık evresi.

De donkerste fase van de maancyclus.

Çok karanlık olursa avlarını göremezler.

Te donker en ze zien hun prooi niet.

Karanlık, sessiz bir alan arıyor.

Ze zoekt een donker en stil stukje.

Karanlık Enerji Ölçümü adı verilen

Ik maak deel uit van het 'Dark Energy Survey'-onderzoek,

Açıkça görmek için çok karanlık.

Het is te donker om goed te kunnen zien.

Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.

Katten kunnen zelfs op donkere plaatsen zien.

Karanlık maddenin neyden yapıldığını bilmiyorum.

We weten niet waar duistere materie van gemaakt is.

Bir saat içinde karanlık olacak.

- Binnen een uur wordt het donker.
- In een uurtje wordt het donker.

Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.

Nu is er geen twijfel over mogelijk. Duisternis biedt kansen.

Şu an o kadar karanlık ki...

Nu is 't zo donker...

Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.

...toont de oceaan zijn meest magische kant.

Peki karanlık maddeniz yoksa ne olur?

Wat gebeurt er als er geen donkere materie is?

Karanlık bir odada okumak iyi değildir.

Lezen in een donkere kamer is niet goed.

Burası gerçekten karanlık. Hiçbir şey göremiyorum.

Het is hier heel donker. Ik kan niets zien.

Şimdi tenis oynanmayacak kadar çok karanlık.

Het is nu te donker om tennis te spelen.

- Hava zaten kararıyor.
- Zaten karanlık oluyor.

- Het wordt al donker.
- Het wordt nu al donker.

Ay, Afrika Savanı'nda neredeyse en karanlık evresinde.

Op de Afrikaanse savanne is de maan bijna op zijn donkerst.

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

...worden de dagen langer en moet de duisternis voor het licht wijken.

...bu karanlık suların daha da derinlerine iniyoruz.

...duiken we dieper in deze donkere wateren.

Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.

Afgezien van bliksemschichten is het nu aardedonker.

Iniyorlar ... sonra karanlık denizde yeniden gözden kayboluyorlar.

en heilige relikwieën stelen … en vervolgens weer verdwijnen over de donkere zee.

İşte iki farklı karanlık madde türü içeren

Hier zijn twee voorbeelden van gesimuleerde universa,

Ben karanlık bir yerde onunla karşılaşmak istemiyorum.

Ik zou hem niet willen ontmoeten in een donkere plaats.

Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.

De duisternis zal een proef zijn voor haar uithoudingsvermogen en vaardigheid.

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

Verder naar het noorden... ...blijft de duisternis langer hangen.

Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.

Als het donker wordt... ...maken de robben meer kans om over te steken.

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

's Avonds tonen zelfs koralen een duistere kant.

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

En deze kleine jongens geven veel aanwijzingen over donkere materie.

Isı algılayan termal kamera en karanlık gecede bile görebilir.

Een warmtedetecterende camera kan in de donkerste nachten kijken.

Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.

Maar op donkere nachten... ...neemt een zesde zintuig het over.

Karanlık çöktüğü için bu vakitler daha güvenli olsa gerek.

In het donker moet het nu veiliger zijn.

Çoğu fizikçi karanlık maddenin atom altı parçacıklara çok benzeyen

De meeste natuurkundigen denken dat donkere materie een deeltje is

Kral Hrolf hakkındaki efsaneler, geleneksel olarak 'Karanlık Çağlar' olarak bilinen

Legenden over koning Hrolf komen uit een tumultueuze periode in de Europese geschiedenis, traditioneel

Gök bilimciler, içinde hiç karanlık madde bulunmayan bir galaksi keşfettiler.

Astronomen hebben een sterrenstelsel ontdekt met bijna geen donkere materie.

- Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

Iedereen is een maan en heeft een donkere zijde die hij nooit aan iemand laat zien.

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

De schemering biedt hulp. Maar voetstappen echoën langs het ijs.

Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.

Maar niet helemaal. Het licht van de volle maan is 400.000 keer zwakker dan dat van de zon.

Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.

Iedereen is een maan en heeft een donkere zijde die hij nooit aan iemand laat zien.

Gece ne kadar karanlık olursa... ...bu sular insanı o kadar hayrete düşürüyor.

En hoe zwarter de nacht, hoe meer wonderen deze wateren onthullen.

Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.

Verder weg van de stadslichten... ...in de donkere open oceaan zijn de robben veiliger.

Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.

Veilig en iets wijzer. Bij elkaar blijven kan lastig zijn in dichtbegroeide, donkere regenwouden.

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

Donkere, bedompte plekken zijn zeer geschikt om beestjes te vinden. Daar gaan we heen.

Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.

Die wordt pas zichtbaar in het donker. Het rif dat baadt in blauw licht onthult wat er aan de hand is.