Translation of "İslam'a" in Dutch

0.003 sec.

Examples of using "İslam'a" in a sentence and their dutch translations:

- Sami İslam'a geçti.
- Sami İslam'a girdi.

Sami bekeerde tot de islam.

Fadıl, İslam'a geçti.

Fadil heeft zich tot de islam bekeerd.

Fadıl gizlice İslam'a geçti.

Fadil bekeerde zich stiekem tot de islam.

Sami, İslam'a geçmek istemiyor.

Sami wil zich niet bekeren tot de islam.

Fadıl 1977'de İslam'a geçti.

Fadil bekeerde zich tot de islam in 1977.

Fadıl, İslam'a ne zaman geçti?

Wanneer heeft Fadil zich tot de islam bekeerd?

Fadıl en sonunda İslam'a geçti.

Fadil bekeerde zich uiteindelijk tot de islam.

Sami nasıl İslam'a geçeceğini öğrenmek istedi.

Sami wilde weten hoe hij zich tot de islam moet bekeren.

Sami altı ay önce İslam'a geçti.

Sami bekeerde zich zes maanden geleden tot de islam.

Sami bir sene önce İslam'a geçti.

Sami bekeerde zich een jaar geleden tot de islam.

- Sami Müslüman olmak istiyor.
- Sami İslam'a geçmek istiyor.

Sami wil zich bekeren tot de islam.

- Sami nasıl Müslüman oldu?
- Sami İslam'a nasıl geçmiş?

Hoe bekeerde Sami zich tot de islam?

- Sami Müslüman olmak istiyordu.
- Sami İslam'a girmek istedi.

Sami wilde zich tot de islam bekeren.

- Sami neden İslam'a geçmiş?
- Sami niye Müslüman olmuş?

- Waarom bekeerde Sami zich tot de islam?
- Waarom heeft Sami zich tot de islam bekeerd?

- Sami Kahire'de kelimeişehadet getirdi.
- Sami Kahire'de İslam'a geçti.

Sami nam de sjahada af in Caïro.

- Sami çok İslam karşıtıydı.
- Sami İslam'a çok karşıydı.

Sami was zo anti-islam.

- Sami Müslüman olmaya karar verdi.
- Sami İslam'a girmeye karar verdi.

Sami besloot zich tot de islam te bekeren.

- Fadıl 23 yaşında İslam'a girdi.
- Fadıl 23 yaşında İslam'ı kabul etti.

Fadil omhelsde de islam op zijn 23ste.

- Fadıl, İslam'la daha fazla ilgilendi.
- Fazıl İslam'a daha çok ilgi duymaya başladı.

Fadil raakte meer geïnteresseerd in de islam.

- Leyla İslam'a geçti ve Müslüman başörtüsü takmaya başladı.
- Leyla Müslüman olup başörtüsü takmaya başladı.

Layla bekeerd zich tot de islam en begon de islamitische hoofddoek te dragen.

- Fadıl, İslam ile ilgilenmeye başladı.
- Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.

Fadil raakte geïnteresseerd in de islam.