Translation of "ödemek" in Dutch

Peşin ödemek zorundasın.

Ge moet op voorhand betalen.

Hesabı ödemek istiyorum.

Ik wil betalen.

Nakit ödemek istiyorum.

Ik zou met baar geld willen betalen.

Birisi bedeli ödemek zorunda.

Iemand moet de prijs betalen.

Tom borçlarını ödemek istiyor.

Tom wil zijn schulden afbetalen.

Onlar peşin ödemek zorunda.

- Ze moeten op voorhand betalen.
- Ze moeten vooraf betalen.

Elbette ödemek zorundasın! Ne düşündün?

Natuurlijk moet je betalen! Wat dacht jij dan?

Tom daha sonra ödemek istedi.

Tom wilde later betalen.

Endişelenmek olmayan bir borcu ödemek gibidir.

Je zorgen maken, is als een schuld betalen die je niet hebt.

Biz her zaman daha fazla ödemek zorundayız.

We moeten altijd meer betalen.

Avusturya'da otoyolu kullanmak için para ödemek zorundasın.

In Oostenrijk moet je betalen om de snelweg te gebruiken.

Ben bir kredi kartı ile ödemek istiyorum.

Ik wil betalen met een kredietkaart.

Mary öğrenci kredilerini geri ödemek için mücadele ediyor.

Mary heeft moeite met het terugbetalen van haar studielening.

Ödemek zorunda olduğundan daha fazla ödeme yapmak istemiyorsun, değil mi?

Je wilt niet meer betalen dan strikt noodzakelijk, nietwaar?

- Bu defa ödeme sırası bende.
- Bu defa ödemek için sıra bende.

- Deze keer betaal ik.
- Deze keer trakteer ik.