Translation of "Her" in Chinese

0.029 sec.

Examples of using "Her" in a sentence and their chinese translations:

- Her tarafım ağrıyor.
- Her yanım ağrıyor.

我全身酸痛。

- Her gün koşarım.
- Her gün çalışırım.

我每天跑步。

Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.

你不能指望我一直考虑周到!

- Her şey değişir.
- Her şey değişmek üzere.
- Her şey değişiyor.

一切都在变。

- Ben kedimi her sabah ve her akşam beslerim.
- Kedimi her sabah ve her gece besliyorum.

每天早晚,我给我的猫喂食。

- Ben her yıl giderim.
- Her yıl giderim.

我每年都去。

Her şeyde ölçü.

凡事行中庸之道。

Her satırı yazın.

每隔一行寫。

Her istediğinizi seçebilirsiniz.

- 你可以選擇任何你想要的。
- 你可以选择任何你想要的。

Her gün yüzeceğim.

我要每天游泳。

Her şey hazır.

一切就绪。

Her şeyi kazandın!

- 她贏得一切了。
- 他赢得一切了。

Her şey önemlidir.

任何事情都是重要。

Her şey iyi.

美好的一切。

Her insan özeldir.

每个人都很特别。

Her şey normal.

一切正常。

Yaptığımız her eylem,

我们采取的每一项行动,

Her şeyi biliyorum.

- 我什么都知道。
- 我都知道了。

Her şey karardı.

一切都變成了黑色。

Her başlangıç zordur.

萬事開頭難。

Her şeyi duydum.

我什麼都聽到。

Her birey farklıdır.

每個人都是不同的。

Her şeyi duyabiliyorum.

能直接听到。

Her şey kötü.

一切都很糟糕。

Her şeyi yaz.

把所有東西寫下來。

Her şey lezzetliydi!

全都好吃!

Her şeyi biliyoruz.

我们什么都知道。

Kontrol her şeydir.

控制就是一切。

Her yere giderim.

我去哪里都开车。

Allah her yerde.

神無處不在。

Her şeye sahipsiniz.

您全都有。

Her yerim ağrıyor.

我全身酸痛。

- Her gün İngilizce çalışırım.
- Her gün İngilizce öğreniyorum.

我每天学英语。

- Her gün İngilizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşuyorum.

我每天都说英语。

- Her şey gönlünüzce olsun.
- Her şey gönlünce olsun!

祝一切都好!

- Her cumartesi futbol oynarız.
- Her cumartesi futbol oynuyoruz.

我們每個星期六踢足球。

O, her zaman yaptığı her şeyde acele eder.

他做事總是從容不迫的。

Her şeye sahip olan biri her şeyi kaybedebilir.

拥有一切的人可能会失去一切。

- Her gün çalışır mısın?
- Her gün koşar mısın?

你每天都跑步吗?

- İnsanlar her gün ölür.
- İnsanlar her gün ölürler.

每天都有人死去。

- Her gece sana telefon edeceğim.
- Seni her gece arayacağım.
- Sana her gece telefon edeceğim.

我每晚都給你打電話。

- Her parlayan şey altın değildir.
- Her gördüğün sakallıyı deden sanma.
- Her sakallıyı deden sanma.

- 發光的未必都是金子。
- 光看表面是不足夠的。

- O, her sabah gazete okur.
- Her sabah gazete okur.
- Her sabah o gazete okur.

他每天早晨读报。

O her zaman öğretmeninin söylediği her şeyi not alır.

她總是把老師說的話一字不差地記下來。

- Her sabah tıraş olurum.
- Ben her sabah tıraş olurum.

- 我每天早上刮胡子。
- 我每天早上刮鬍子。

- Biz her gün TV izleriz.
- Her gün televizyon seyrederiz.

我们每天看电视。

- Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
- Tokyo'da her türlü insan yaşıyor.
- Tokyo'da her türde insan yaşar.

各式各樣的人住在東京。

Dünya her dakika değişiyor.

世界每一分鐘都在改變。

Nezaketini her zaman hatırlayacağım.

我會永遠記得你的好意。

Her zaman siyah giyinir.

她總是穿著黑色的衣服。

Seni her zaman seveceğim.

我会永远爱你。

Tom'a her zaman güvenebilirsin.

你可以永遠信賴湯姆。

İstediğiniz her yere gidebilirsiniz.

你喜欢去哪儿就可以去哪儿。

Her zaman beni eleştiriyorsun.

你总是批评我!

Her zaman şikâyet ediyorsun.

你總是在抱怨。

Her zaman televizyon izliyorsun.

你總是在看電視。

Ateş her zaman tehlikelidir.

- 火是非常危險的。
- 火總是危險的。

Evdeki her kapı kilitlidir.

這房子裡的每一扇門都被鎖上了。

Her şeyi unutanlar mutludur.

健忘的人最幸福。

Her gün İngilizce çalışmalısın.

你必須每天學習英語。

Her tarafta yağmur yağıyor.

四處都在下雨。

Okula her zaman yürürüm.

我總是走路到學校。

Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.

你可以吃你喜歡的東西。

Neden her gün çalışıyorsun?

为什么你每天都学习呢?

Tren her istasyonda durur.

火车每站都停。

Duyduğunuz her şeye inanmayın.

不要相信你聽到的每件事。

Her zaman ebeveynleriyle tartışıyordu.

她总和她父母吵架。

Biz her gün yıkanırız.

我們每天洗澡。

O her zaman kaybolur.

她总是迷路。

Her gün kiliseye giderim.

我每天上教堂。

Benim her yerim ağrıyor.

我全身酸痛。

İngilizcede her zaman iyiydim.

- 我一直都擅長英文。
- 我的英文一直都不錯。

Her sabah yüzümü yıkarım.

我每天早上洗脸。

Her gün Tokyo'ya giderim.

我每天去東京。

O her şeyi kazandı.

她贏得一切了。

Babam her zaman öfkeleniyor.

我父親常常發怒。

O, her sabah yürür.

他每天早上都散步。

Her gece seni arayacağım.

我每晚都給你打電話。

Her gün çalışır mısın?

- 你每天都学习吗?
- 你們每天都讀書嗎?
- 您每天都讀書嗎?

Her sabah kahvaltı yaparım.

我每天都会吃早餐。

Her gün banyo yaparım.

我每天都洗澡。

Takımım her zaman kaybediyor.

- 我们队总是输。
- 我们队从来就没赢过。

Tony her gün koşar.

托尼每天都跑步。

Her yaz kırsala giderim.

我每年夏天都去鄉下。

Onun her tarafı ağrıyordu.

她全身都疼。

Paranı her zaman unutursun.

你每次都忘记拿钱。

Ben her zaman meşgulüm.

- 我總是忙碌。
- 我总是有事。

Her ikisi de sarhoştu.

他們兩個都喝醉了。

Her gün İngilizce çalışmalıyız.

我们应该每天都学英语。

Teşekkürler, her şeyi anladım.

謝謝你,我明白了一切.

Her gün işe giderim.

我每天去上班。

Her gece radyo dinlerim.

我每晚都听收音机。

Her gün ormanda yürürüm.

我每天都去森林散步。