Translation of "şarkı" in Chinese

0.016 sec.

Examples of using "şarkı" in a sentence and their chinese translations:

Şarkı söylersen, seninle birlikte şarkı söyleyeceğiz.

如果你唱,我們就跟著唱。

Şarkı söylemeyi severler.

他们都喜欢唱歌。

Tom şarkı söylüyor.

汤姆唱歌。

Güzel şarkı söyleyebilirim.

我唱歌很好听。

Madonna şarkı söyleyebilir.

麦当娜会唱歌。

Lütfen şarkı söyle.

请唱歌。

Gerçekten şarkı söylemem.

我真的不会唱。

Şarkı söylemek istiyorum.

我想唱歌。

Şarkı söyleyecek misin?

你要唱歌嗎?

Julia şarkı söylüyor.

茱莉雅唱歌。

- Mike iyi şarkı söylüyor.
- Mike iyi şarkı söyler.

邁克歌唱得很好。

- En sevdiğin şarkı hangisi?
- En sevdiğin şarkı ne?

你最喜欢的歌是什么?

- En sevdiğiniz şarkı hangisi?
- En sevdiğin şarkı hangisi?

哪首是你最喜欢的歌?

- Senin bir şarkı söylemeni istiyorum.
- Bir şarkı söylemeni istiyorum.

我希望你能唱一首歌。

- Senin en sevdiğin şarkı nedir?
- En sevdiğin şarkı ne?

你最喜欢的歌是什么?

Burada şarkı söyleyecek misin?

你们要在这里唱歌吗?

Şarkı söylemeyi sever misin?

你喜欢唱歌吗?

Lütfen bir şarkı söyle.

請唱一首歌。

O bir şarkı söyledi.

他唱了一首歌。

Çocuklar şarkı söylemeyi sever.

孩子们很喜欢唱歌。

Ben şarkı söylemeyi seviyorum.

我喜欢唱歌。

Çok iyi şarkı söyler.

她唱歌唱得很好聽。

Bu şarkı bana tanıdık.

这首歌蛮熟悉的。

Bir şarkı söylemeni istiyorum.

我希望你能唱一首歌。

Ben iyi şarkı söylerim.

我唱得好听。

O, çalışırken şarkı söyledi.

他一边唱歌一边工作。

Şarkı söylemeye devam ettim.

- 我繼續唱歌。
- 我继续唱歌。

Gel benimle şarkı söyle.

跟我一起来唱吧。

En sevdiğin şarkı ne?

哪首是你最喜欢的歌?

Tom şarkı söylemeye başladı.

汤姆开始唱歌。

Tom şarkı söylemeyi sever.

湯姆愛唱歌。

Ben şarkı söylemede iyiyim.

- 我唱歌唱得很好。
- 我唱歌很好听。

Jane şarkı söyleyecek mi?

珍將唱歌嗎?

Onun şarkı söylediğini duydum.

我听见她唱歌了。

Birkaç eski şarkı söyledi.

他唱了些老歌。

Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

- 我繼續唱歌。
- 我继续唱歌。

O şarkı söylemeye başladı.

她开始唱歌了。

Tom'la şarkı söylemeyi seviyorum.

我喜欢跟汤姆唱歌。

Çok iyi şarkı söylemiyorum.

我唱歌不太好。

İki kadın şarkı söylüyor.

两个女人唱歌。

Çok seviyorum bu şarkı.

我爱这首歌。

O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

他以唱歌為生。

Ben bir şarkı söylemek istiyorum.

我想唱個歌。

Bu şarkı bana evimi hatırlatıyor.

这首歌让我想家了。

Ben şarkı söylemeye devam ettim.

- 我繼續唱歌。
- 我继续唱歌。

Gitar çaldı ve şarkı söyledi.

她彈吉他,他唱歌。

O, duşta şarkı söylerken duyuldu.

有人听到了他洗澡的时候唱歌。

Canım yağmurda şarkı söylemek istiyor.

真想在雨中放声歌唱。

Onun, odasında şarkı söylediğini duydum.

我聽到她在她的房間裡唱歌。

Eğer şarkı söyleyebilseydin harika olurdu.

如果你唱歌的話一定很棒。

O çok iyi şarkı söyleyebilir.

她唱歌唱得很好聽。

Şarkı söyleme onun güçlü noktasıdır.

唱歌是她的强项。

Bu şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.

- 這首歌勾起了我童年的回憶。
- 這首歌讓我想起了我的童年。

O, çok güzel şarkı söyleyebilir.

她唱歌非常好。

Benimle birlikte bir şarkı söyle.

和我唱首歌。

O çok iyi şarkı söyler.

她唱歌非常好。

Bize bir şarkı söyle, lütfen.

請為我們唱首歌吧。

Piyano çaldı ve şarkı söyledi.

他彈鋼琴,她唱歌。

Bir melek gibi şarkı söylüyorsun.

你唱歌像天使。

Onun bir şarkı söylediğini duydum.

我聽到她唱歌。

Ben hariç herkes şarkı söylüyordu.

除我以外每個人都在歌唱。

O, küvette şarkı söylemeyi sever.

- 他喜歡在浴缸裡唱歌。
- 他很喜歡一邊洗澡一邊唱歌。

O şarkı Tom tarafından yazıldı.

那首歌是Tom寫的。

Bu şarkı Japonya'da çok popüler.

這首歌曲在日本很受歡迎。

Bu şarkı Foster tarafından yazıldı.

這首歌曲是由福斯特所寫的。

O, bana sahnede şarkı söyletti.

他讓我在舞台上唱歌。

Herkesin önünde şarkı söylemekten hoşlanmam.

我不喜歡在公共場合唱歌。

Tom'un şarkı söylemesini dinlemek istemedim.

我不想聽湯姆唱歌。

O, ondan daha iyi şarkı söyledi.

她唱得比他好。

O bir çocukken iyi şarkı söyleyebilirdi.

她小時候唱歌唱得很好。

Herkes için bir şarkı söyleyebilir misin?

给大家唱个歌吧?

Tom her zaman akortsuz şarkı söyler.

汤姆唱歌总跑调。

O kötü bir şarkı söylemeyi sevmez.

她不喜欢唱悲伤的歌。

Şarkı söylemeyi ve dans etmeyi sever.

他喜欢唱歌,也喜欢跳舞。

Bu şarkı 1970 li yıllarda popülerdi.

這首歌在七十年代很流行。

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

琳達站起來唱歌。

Bugün bir huzurevinde şarkı söylemek zorundayım.

我们今天得去养老院唱歌。

Tom, Fransızca şarkı söylemeyi öğrenmek istiyor.

汤姆想学唱法语歌。

Bu şarkı her zaman benim çocukluğumu anımsatıyor.

那首歌總是讓我憶起童年。

Bir genç adam kapının önünde şarkı söylüyor.

有位年轻人在门前唱歌.

O şarkı söylemeyi ve dans etmeyi sever.

他喜欢唱歌,也喜欢跳舞。

- Favori şarkın hangisidir?
- En sevdiğin şarkı ne?

你最喜欢的歌是什么?

Pencereden arkadaşlarınızla şarkı söyleyin, İtalya'daki insanlar gibi.

和朋友一起向窗外唱歌,就像意大利人所做的那样。

Şarkı söyleyen sesin Pasifik'in suyu gibi temiz.

你的歌声像太平洋的海水一样清澈。

Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

观众面前唱歌让我们大家都感到尴尬。

Onlar şarkı söylemiyorlar, birbirleri ile flört ediyorlar.

他们不是在演唱,他们在调情说爱。

Biz sık sık senin şarkı söylediğini duyarız.

我们经常听到你唱歌。

O piyano çalıyordu ve o şarkı söylüyordu.

他彈鋼琴,她唱歌。

Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.

这首歌让我想家了。

- Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- Bu şarkı o kadar dokunaklı ki gözlerimi yaşarttı.

這首歌太感人了,使我不禁流下了眼淚。

O güzel şekilde şarkı söyleyebilir ve dans edebilir.

她會唱歌而且舞跳得很美。

Sen hiç yetimlere bir şarkı ithaf ettin mi?

你有没有给孤儿献上一首歌呢?