Translation of "Rahatsız" in Chinese

0.011 sec.

Examples of using "Rahatsız" in a sentence and their chinese translations:

Rahatsız etmeyin.

不用麻烦了。

- Sizi rahatsız ediyor muyum?
- Rahatsız ediyor muyum?

我打扰到你吗?

Beni rahatsız etme.

别来烦我。

Bu çok rahatsız.

它真是不舒服。

Rahatsız olduğunu biliyorum.

我知道你介意。

- Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
- Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.

我希望没打扰到你吧?

- Artık bizi rahatsız etme.
- Artık bizi rahatsız etmeyin.

不要再打扰我们了。

- Bir daha bizi rahatsız etme.
- Bizi tekrar rahatsız etme.
- Bir daha bizi rahatsız etmeyin.

别再打扰我们了。

- Mike rahatsız edilmemesini istedi.
- Mike rahatsız edilmemesini rica etti.

邁克要求不要被打擾。

Gürültü bebeği rahatsız etti.

噪声吓到了婴儿。

Sıcak havadan rahatsız olmam.

我不在乎炎熱的天氣。

Çalışırken beni rahatsız etmeyin.

- 我学习的时候不要打扰我。
- 当我学习的时候不要打扰我。

Beni rahatsız etmeyi bırak.

不要烦我。

Sizi ne rahatsız ediyor?

你在担心什么呢?

Seni rahatsız etmek istemedim.

我不是想打扰你。

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

麻烦您了!

Kes şunu! Onu rahatsız ediyorsun.

得了!你弄得她不自在了!

Sözcünün yorumları oldukça rahatsız ediciydi.

发言人的评论极有攻击性。

Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.

- 我很抱歉給你添麻煩了。
- 我很抱歉打擾你了。

- Sizi bir süre rahatsız edebilir miyim?
- Bir an için sizi rahatsız edebilir miyim?
- Ben bir an için sizi rahatsız edebilir miyim?

我可以打扰你一下吗?

Sen bizi rahatsız etmemek için saygılıydın.

你考虑周到,没有打扰我们。

Bir şey seni rahatsız ediyor mu?

有什么事让你烦心吗?

Tom, gürültünün onu rahatsız ettiğini söyledi.

湯姆說噪音打扰了他。

Sizi çok sık rahatsız ettiğim için üzgünüm.

一直打扰你不好意思。

- Beni rahatsız etmeyin.
- Canımı sıkmayın.
- Sinirimi bozmayın.

- 别来烦我。
- 不干我的事!

Bu sabah uyandığımda, kendimi biraz rahatsız hissettim.

我今天早上起床的时候,感觉有点不舒服。

Ben sizi rahatsız ettiğim için gerçekten üzgünüm.

真不好意思,辛苦你了!

Seni her zaman rahatsız ettiğim için üzgünüm.

我经常烦你,对不起。

Öyleyse seni rahatsız etmek yerine sudoku oynayacağım.

那我就不继续打扰你,玩数独游戏去了。

Dağlarda Wi-Fi bulunmaması gerçekten rahatsız edicidir.

山中沒有Wi-Fi,真的是很麻煩!

Ama muhtemelen bir rahatsız edici uzun bir süre.

但这可能会长时间带来不适。

Anne babanı böyle saçma bir şeyle rahatsız etme.

別為了這樣的小事麻煩你父母。

Bu aptallık tarafından sonsuz bir şekilde rahatsız oluyorum.

我对这种愚蠢的行为表示非常的气愤。

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat pencereyi açar mısın?

对不起,打扰一下,能帮忙开下窗子吗?

Mike ona bir araba alması için her zaman babasını rahatsız ediyor.

米克整天都在求爸爸買車給他。

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bana istasyona giden yolu söyleyebilir misiniz?

不好意思,我想請問去車站怎麼走?

"Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı." "Ben de aptalım. Öyleyse, tamam. "

“拜个不够行的师父,很伤脑筋吧?” “我也很笨,所以没关系。”

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.

評論員對巫巫茲拉的聲音作出了各種各樣的描述:除了「煩人」、「像魔鬼一般」之外,還把它比作「一群嘈吵的大象」、「一群嗡嗡狂叫的蝗蟲」、「一隻準備給屠宰的山羊」、「一個裝滿發狂的蜜蜂的巨大蜂巢」、「一隻吃了搖頭丸的鴨子」等等。