Translation of "Olmasına" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Olmasına" in a sentence and their chinese translations:

- O kadar kızgın olmasına şaşmamalı.
- Çok kızgın olmasına şaşmamalı.

難怪他這麼生氣。

Onun dakik olmasına güvenebilirsin.

你可以放心,他會準時的。

Fakir olmasına rağmen, mutluydu.

他雖然窮,但生活卻過得很快樂。

Bunun tekrar olmasına izin verme.

不要再让这种事发生了!

Zengin olmasına rağmen, mutlu değil.

虽然他很有钱,但他不幸福。

Zengin olmasına rağmen mutlu değil.

虽然他很有钱,但他不幸福。

Hasta olmasına rağmen, okula gitti.

虽然他生病了,他还是去了学校。

O, fakir olmasına rağmen mutludur.

他虽然穷,却很幸福。

Meşgul olmasına rağmen beni uğurlamaya geldi.

尽管很忙,她还是来送我了。

Tom'un buna dahil olmasına izin veremeyiz.

我們不可以把它告訴湯姆。

Zengin olmasına rağmen, o mutlu değil.

虽然他很有钱,但他不幸福。

O, zengin olmasına rağmen mutlu değildir.

虽然他很有钱,但他不幸福。

- Japonya'da büyümüş olmasına rağmen mükemmel İngilizce konuşabiliyor.
- Japonya'da büyümüş olmasına karşın mükemmel İngilizce konuşabiliyor.

即使她在日本长大,她会说完美无瑕的英语。

O yorgun olmasına rağmen işine devam etti.

他雖然很累,但是也繼續工作。

Yaşlı olmasına rağmen, o hala çok canlıdır.

虽然上了年纪,他依旧充满活力。

Ailenizin bir Japon arabasına sahip olmasına şaşırdım.

我很惊讶,你家居然有辆日本车。

Onun evi yakın olmasına rağmen, onu nadiren görüyorum.

雖然我住在她家附近,可是也很少見到她。

Yetersiz bir sürücü olmasına rağmen sürücü sınavını geçebildi.

他的駕駛技術很差,但也勉強通過了駕駛考試。

Çocuğun çok soğuk olmasına rağmen üstünde paltosu yoktu.

- 雖然天氣很冷,但那小孩也沒有穿外套。
- 尽管天气很冷,孩子却没有大衣穿。

Bir nükleer savaş, insanlığın yok olmasına neden olacak.

核戰爭將會為人類帶來滅亡。

- Onun başarısız olması sürpriz değil.
- Onun başarısız olmasına şaşmamalı.

難怪他失敗了。

Onlardan bazıları biraz aşırı olmasına rağmen fikirlerimi kaybetmek istemiyorum.

我不想放弃我的想法,虽然一些想法有点极端。

Bir evin düzensiz olmasına katlanabilirim ama kirli olmasından hoşlanmıyorum.

房子亂七八糟也沒問題,但是骯髒的話我接受不了。

İngiltere 'de doğmuş olmasına rağmen, o çok kötü İngilizce konuşuyor.

他雖然是在英國出生的,但英語卻說得很差。

Annemin ana dili İngilizce olmasına rağmen ebeveynlerim genellikle birbirleriyle Fransızca konuşur.

我父母通常用法语对话,即使我母亲的母语是英语。

Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.

我的朋友是吃素的,可是我沒有告訴他湯裏有肉。

Onun bir sürü kız arkadaşı olmasına rağmen o hala bir oyuncu değil.

他虽然有好多女朋友,但是还不是一个花花公子。

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.

尽管在剑桥学习压力很大,很多学生还是有时间出去玩儿。