Translation of "Rağmen" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Rağmen" in a sentence and their chinese translations:

Yağmura rağmen dışarı çıktı.

尽管下着雨,他还是出去了。

Sağanak yağmura rağmen başladılar.

他们冒着倾盆大雨出发了。

Servetine rağmen, memnun değil.

尽管他很富有,他还是不满足。

Başkan kendine rağmen güldü.

總統不由自主地笑了起來。

Fırtınaya rağmen dışarı çıktı.

雖然正在刮暴風雨,但他還是出去了。

Üşütmesine rağmen, işe gitti.

虽然他得了感冒,但是他还是去上班了。

Yağmura rağmen dışarı çıktım.

尽管下着雨,我还是出了门。

Fakir olmasına rağmen, mutluydu.

他雖然窮,但生活卻過得很快樂。

Kar yağmasına rağmen gitmek zorundayım.

虽然正在下雪,但是我也非去不可。

Zengin olmasına rağmen, mutlu değil.

虽然他很有钱,但他不幸福。

Fırtınaya rağmen o dışarıya çıktı.

雖然正在刮暴風雨,但他還是出去了。

Yorgun olmama rağmen yapabileceğimi yaptım.

雖然我很累,但是我已經做了我能做的了。

Zengin olmasına rağmen mutlu değil.

虽然他很有钱,但他不幸福。

Hasta olmasına rağmen, okula gitti.

虽然他生病了,他还是去了学校。

Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.

- 即使他道歉了,我还是很愤怒。
- 雖然他道歉了,但我還是很生氣。

Tüm hatalarına rağmen o popülerdir.

他雖然有許多缺點,但卻很受人歡迎。

Şiddetli kara rağmen o geldi.

雖然下着大雪,但他還是來了。

O, fakir olmasına rağmen mutludur.

他虽然穷,却很幸福。

Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.

雖然我很累,但我也會努力工作的。

Meşgul olmasına rağmen beni uğurlamaya geldi.

尽管很忙,她还是来送我了。

Zengin olmasına rağmen, o mutlu değil.

虽然他很有钱,但他不幸福。

O, zengin olmasına rağmen mutlu değildir.

虽然他很有钱,但他不幸福。

Sıkıntıya rağmen, mimar dünya çapında üne ulaştı.

尽管有逆境,建筑师还是获得了享誉全球的荣誉。

O yorgun olmasına rağmen işine devam etti.

他雖然很累,但是也繼續工作。

Yaşlı olmasına rağmen, o hala çok canlıdır.

虽然上了年纪,他依旧充满活力。

En samimi talebime rağmen, benimle konuşmayı reddettiler.

尽管我提出了热切的要求,他们拒绝跟我说话。

Sağanak yağışa rağmen hastanedeki dostunu ziyaret etti.

尽管雨下得很大,但他还是去医院看望他的朋友了。

Bütün zenginliği ve şöhretine rağmen o mutsuzdur.

尽管有金钱和名誉,他还是不幸福。

Ona açmamasını söylememe rağmen, o, pencereyi açtı.

她开了窗,尽管我叫她别这么做。

Her şeye rağmen, sanırım bu fena değil.

不论如何,我认为它不错。

Birçok hatalarına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum.

雖然她有許多缺點,但我卻情不自禁地愛著她。

Her şeye rağmen o hâlâ aptalı oynuyor.

他竟然还给我装傻。

Yaralı olmalarına rağmen, onlar savaşmaya devam ettiler.

尽管受了伤,他们还是继续战斗。

Birisi gelmesine rağmen, o hâlâ huzursuz kaldı.

虽然有人来了,但是她还是忐忑不安。

Onun evi yakın olmasına rağmen, onu nadiren görüyorum.

雖然我住在她家附近,可是也很少見到她。

Yetersiz bir sürücü olmasına rağmen sürücü sınavını geçebildi.

他的駕駛技術很差,但也勉強通過了駕駛考試。

Sağnak yağmura rağmen, o dışarı çıkmaya karar verdi.

雖然下着大雨,但是他還是決定了要出外。

Çocuğun çok soğuk olmasına rağmen üstünde paltosu yoktu.

- 雖然天氣很冷,但那小孩也沒有穿外套。
- 尽管天气很冷,孩子却没有大衣穿。

Çocuk annesi ona açmamasını söylemesine rağmen pencereyi açtı.

雖然小男孩的母親叫他不要開窗,但他還是開了。

Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.

尽管受到暴君的迫害,英雄还顽强地斗争。

Onlardan bazıları biraz aşırı olmasına rağmen fikirlerimi kaybetmek istemiyorum.

我不想放弃我的想法,虽然一些想法有点极端。

İngiltere 'de doğmuş olmasına rağmen, o çok kötü İngilizce konuşuyor.

他雖然是在英國出生的,但英語卻說得很差。

Okulda altı yıl İngilizce okumama rağmen onu konuşmada iyi değilim.

尽管我在学校学了6年英语,我还是说不好。

Okulda üç yıl Fransızca öğrenmeme rağmen, onu konuşmada iyi değilim.

即使我在学校学习了三年,我仍然不擅长说法语。

2 yıldır Çince öğrenmeme rağmen hala bilmediğim birçok sözcük var.

虽然我学了两年中文,但是我还是有很多字不认识。

Annemin ana dili İngilizce olmasına rağmen ebeveynlerim genellikle birbirleriyle Fransızca konuşur.

我父母通常用法语对话,即使我母亲的母语是英语。

Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.

我的朋友是吃素的,可是我沒有告訴他湯裏有肉。

Onun bir sürü kız arkadaşı olmasına rağmen o hala bir oyuncu değil.

他虽然有好多女朋友,但是还不是一个花花公子。

Lady Gaga konserine son gittiğimde tüm şarkılarını bitirmesine rağmen seyircinin çoğu tatmin olmamıştı.

上次去看雷帝嘎嘎的演唱會, 儘管她唱完歌了,很多聽歌的人卻不满足。

Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.

这个计划虽然已经决定实施了,但是具体细节还需要从长计议。

Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

尽管现在中国人的生活越来越好了,可是还有改进的余地。

- Japonya'da büyümüş olmasına rağmen mükemmel İngilizce konuşabiliyor.
- Japonya'da büyümüş olmasına karşın mükemmel İngilizce konuşabiliyor.

即使她在日本长大,她会说完美无瑕的英语。

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.

尽管在剑桥学习压力很大,很多学生还是有时间出去玩儿。

- Üç denememiz vardı ve her seferinde başarısız olduk.
- Üç kez denememize rağmen her seferinde başarısız olduk.
- Üç kere denedik ve her seferinde başarısız olduk.

我们试了三次,都失败了。