Translation of "Duydum" in Chinese

0.010 sec.

Examples of using "Duydum" in a sentence and their chinese translations:

Hikayeyi duydum.

我听说过那个故事。

Seni duydum.

我聽你的。

Evlendiğinizi duydum.

我听说你们结婚了?

Ne duydum?

我聽到了什麼?

Ondan duydum.

我从他那听到的。

Yaprakların hışırdadığını duydum.

我聽到樹葉沙沙作響。

Senin evleneceğini duydum.

听说你要结婚了。

Senin gelmeyeceğini duydum.

聽説你不來。

Tom'un yakalandığını duydum.

我听说汤姆被捕了。

Her şeyi duydum.

我什麼都聽到。

Onu radyoda duydum.

- 我從收音機聽到它。
- 我從廣播中聽到它。

Onun öldüğünü duydum.

聽說他去世了。

Onlar hakkında duydum.

我听说了他们。

Telefonun çaldığını duydum.

我聽到電話響了。

Kapının kapandığını duydum.

我听到门关了。

Hasta olduğunu duydum.

我听说你病了。

- Jill'in piyano çaldığını duydum.
- Ben Jill'in piyano çaldığını duydum.

我聽到吉兒彈鋼琴。

Onun evlendiğini birinden duydum.

聽說她結婚了。

Onun dışarı çıktığını duydum.

我聽到他出去了。

Ben telefonun çaldığını duydum.

我听到电话响了。

Birinin adımı seslendiğini duydum.

我聽見有人叫我的名字。

Şarkının Fransızca söylendiğini duydum.

我听过这首歌的法语版。

Mary'nin boşanmak istediğini duydum.

我聽說瑪麗想離婚。

Garip bir ses duydum.

我聽見一聲怪響。

Ben haberi radyoda duydum.

我從收音機聽到了這個消息。

Amcamın kanserden öldüğünü duydum.

我聽到我叔叔死於癌症的消息。

Aniden bir çığlık duydum.

突然,我听到了一声喊叫。

Bir arabanın durduğunu duydum.

我听到一辆车停了下来。

Birinin içeri geldiğini duydum.

我聽到有人進來了。

Tom'un onu yapabildiğini duydum.

我聽說湯姆能做。

Birinin çığlık attığını duydum.

我听到尖叫声。

Tom'un hıçkırarak ağladığını duydum.

我听到汤姆在低声啜泣。

Sizinle tanışmaktan onur duydum.

我很榮幸能見到你。

Aniden bir feryat duydum.

突然,我听到了一声喊叫。

Onun şarkı söylediğini duydum.

我听见她唱歌了。

Çocukların mutlu seslerini duydum.

我聽到孩子們開心的聲音。

Uzakta bir silahın patladığını duydum.

他們聽到遠處傳來一下槍聲。

Birisinin yardım çağrısında bulunduğunu duydum.

他聽到某人叫救命。

Nancy'nin çok güzel olduğunu duydum.

我聽說南西很漂亮。

Onun merdivenlerden aşağı gittiğini duydum.

我聽見了他下樓。

Onun, odasında şarkı söylediğini duydum.

我聽到她在她的房間裡唱歌。

Bu şarkının Fransızca versiyonunu duydum.

我听过这首歌的法语版。

Bu dili ilk kez duydum.

这是我第一次听说这种语言。

Uzakta bir köpeğin havladığını duydum.

- 我听到远处传来狗叫声。
- 我聽到了遠處的狗叫聲。

Güzel bir sesin olduğunu duydum.

我听说了你有美丽的口音。

Ben sıradışı bir ses duydum.

我聽到一個不尋常的聲音。

Onun İngilizceyi akıcı konuştuğunu duydum.

我听她说英语说得流利。

Onun alt kata geldiğini duydum.

我聽見他下樓的聲音。

Tom'dan her zaman şüphe duydum.

我一直不信任湯姆。

Bu hikayeyi daha önce duydum.

我以前听过这个故事。

Tom'un intihar teşebbüsünde bulunduğunu duydum.

我聽說湯姆試圖自殺。

Onun bir şarkı söylediğini duydum.

我聽到她唱歌。

Bu fıkrayı daha önce duydum.

我以前聽過這笑話。

Her zaman seninle gurur duydum.

- 我一直以您为荣。
- 我一直为您骄傲。

Ön kapı zilinin çaldığını duydum.

我聽到前門的門鈴響了。

Pencerenin dışında birinin bağırdığını duydum.

我听到窗外有人大叫。

Yatak odasında bir gürültü duydum.

我们听到房间里有声音。

Kapıda bir vurma sesi duydum.

我聽到了敲門聲。

Köpeğimizin bütün gece havladığını duydum.

我聽到我們的狗叫了一整夜。

Tom'un bunu tekrar yapmayacağını duydum.

听说汤姆不会重蹈覆辙了。

Geçen gece uzakta köpek sesleri duydum.

昨天夜里,我听到远出有狗叫声。

İtalyancanın hileli bir dil olduğunu duydum.

听说意大利语是一门很难的语言 。

Ben az önce bir şey duydum.

我只是听到了一些消息。

Tom'a yardıme etmeye çalışırken yaralandığını duydum.

我听说你在试图帮助汤姆的时候受伤了。

Bir kez onun piyano çaldığını duydum.

我聽過一次他彈鋼琴。

Caddedeki biri tarafından adımın çağrıldığını duydum.

我在街上聽到有人叫我的名字。

Ben daha önce onun hikayesini duydum.

我聽過她的故事。

Duydum ki yeni bir kız arkadaşın varmış.

听说你有新女朋友了。

Uzun zamandır görüşmedik. İşini tekrar değiştirdiğini duydum.

好久不见。听说你又换工作了?

O ismi daha önce bir yerde duydum.

我在别处听过那个名字。

İngiltere'de çimlerin kışın bile yeşil olduğunu duydum.

我听说英国的草在冬天也还是绿的。

Oğlunuz öğrenci hareketi içinde yer aldı, ben duydum.

聽說你兒子參與了學生運動。

İstasyonun önünde kalabalıktaki birinin benim adımı seslendiğini duydum.

我聽到車站外的人群中有人在叫我的名字。

- Robert'n hasta olduğunu duydum.
- Robert'ın hasta olduğunu duyuyorum.

我聽說羅伯特生病了。

Istakoz sipariş edelim! Buranın özel yemeği olduğunu duydum.

让我们点龙虾!听说是这里的招牌菜。

Bu hangi şarkı? Daha önce duydum ama ismini hatırlayamıyorum.

这是什么歌?我以前听过,但是我想不起歌名了。