Translation of "Olmaz" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Olmaz" in a sentence and their arabic translations:

Kesinlikle olmaz!

لا يمكن!

Olağandışı olmaz mı?''

هل هذا ممكن؟

Hiçbir anlamı olmaz.

إن لم نغلق الصنبور أولًا.

Gürültücü yavrularla olmaz.

‫لا إلى جروين صاخبين.‬

Haritasız olmaz dedi.

قال إنها لن تكون بدون خريطة.

Gripte böyle olmaz.

لا يحدث هذا مع الإنفلونزا

ödemekten başka şansımız olmaz.

ليس لدينا خيار سوى الدفع.

Oyunumuzda tamamen yok olmaz.

لا تختفي تمامًا في لُعبتنا.

Olmuyordur canım. Olmaz yani

لا يوجد عزيز. لا يمكن

Ama içeriye baktığında olmaz.

ولكن ليس عندما تنظر إلى الداخل.

Vizyonun tümü çok kıymetli olmaz.

لا تستحق الكثير لو لم تكن قادرًا على سداد فواتيرك.

Bir şey olmaz. Kokumu alabiliyor.

‫لا خوف منه.‬ ‫يمكنه أن يشم رائحتي.‬

Ne çıkacağı hiç belli olmaz.

‫أنت لا تعرف ما الذي يمكن أن تجده.‬

'Her şeyden önce, pratik olmaz

"أولاً وقبل كل شيء ، لن يكون الأمر عمليًا

Tom'un yüzünden tebessüm eksik olmaz.

الابتسامة لا تفارق وجه توم.

Meryem'in yüzünden tebessüm eksik olmaz.

الابتسامة لا تفارق وجه ماري.

NB: Muhtemelen, ilk bölüm, mümkün olmaz.

نيك بوستروم: محتمل أن هناك الجزء الأول وهو غير فعال.

Ama iyi şeyler bir günde olmaz.

لكن الأمور الجيدة لاتبنى في يوم.

Yok yok olmaz ama yinede neyse

لن تختفي ولكن على أي حال

Aman abi yaa olmaz olur mu

يا رجل ، حسناً؟

Ya çok daha iyi olmaz mı?

أو لن يكون أفضل بكثير؟

Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.

ما من حياة بدون كهرباء و ماء.

Selam vereceğim. Olur mu? ''Hayır olmaz.''

ألقي السلام. أيمكن هذا؟ "لا، لا يمكن."

Donald Trump iflah olmaz bir yalancı.

دونالد ترامب كذاب.

Bırakın Türkiye'yi hiçbir kapalı denizde tsunami olmaz

دع البحر قبالة تركيا لا يوجد به تسونامي

Eğer bizim Türk Tarih Kurumumuz olmaz ise

إذا لم يكن لدينا جمعية تاريخية تركية

O 5 litre yağ 40 lira olmaz

5 لترات من الزيت لن تكون 40 رطلاً

Belki bu sefer sadece yiyecekten ibaret olmaz.

وربما لا يقتصر الأمر على الطعام فقط.

Bu sorun ciddi olmasa Tom burada olmaz.

لو لم تكن المسألة جدية، لم يكن توم ليتواجد هنا.

Sami liseden mezun olur olmaz evlenmeyi planlıyor.

يخطّط سامي أن يتزوّج فور ما يتخرّج من الثّانويّة.

Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.

‫ومن الواضح أنه في يوم مثل هذا،‬ ‫الشمس لا تشرق.‬

Bilgisayar bilimcileri muhtemelen aklınıza gelen ilk kişiler olmaz.

ربما لا يكون علماء الحاسوب هم أول من يخطر على بالكم أن تتحدثوا إليهم.

Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.

‫إن صادفت وحيد قرن غاضب، فلن تستطيع الهرب.‬

Böyle küçük küçük, küçük küçük kırsak olmaz mı?

أليس هناك مثل هذا الانحناء الصغير الصغير؟

''Hem opera hem makine mühendisliği okumak tuhaf olmaz mı?

أليس من الغريب أن أدرس الغناء الأوبرالي والهندسة الميكانيكية؟

İyi de eder. Karanlıkta nelerin gezindiği hiç belli olmaz.

‫هذا من حسن حظه.‬ ‫من يدري ماذا يختبئ في الظلال.‬

Fakat bu durum yarasaların insanlardan intikamı dersek yanlış olmaz

لكن هذا لن يكون خطأ إذا قلنا الانتقام من الخفافيش على الناس

Eğitimden bu kadar korkmayın. Merak etmeyin okumuşların şerri olmaz!

لا تخف من التعليم. لا تقلق ، لن تكون القراءة سيئة!

Bırak artık bana bir şey olmaz naralarını. Karşımızdaki düşman korona.

دعني اعرف ماذا يحدث الان العدو الذي يواجهنا هو الاكليل.

Neden olmaz? Çünkü yeterli miktarda su kütlesi yok bu kadar basit

لما لا؟ لأنه ليس هناك ما يكفي من المسطحات المائية ، الأمر بهذه البساطة

- Donald Trump iflah olmaz bir yalancı.
- Donald Trump patolojik bir yalancıdır.

دونالد ترامب كذاب.

Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.

‫للأسف، فإن الناس لا تتصرف بفعالية كبيرة‬ ‫لأنها أفعى صغيرة جداً،‬ ‫يقولون، "سيكون الأمر على ما يرام."‬ ‫وغالباً لا يذهبون إلى المستشفى.‬

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

‫لن يكون في صالح الدواء.‬ ‫سنحتاج لخطة أخرى لنبقيه بارداً.‬

Yıkım sırasında seferber olur olmaz, Haçlılar kuşatmaya devam etmek için sahte bir saldırı başlattılar

عندما انتشارهم عند شروق الشمس ترك الصليبيون قوة رمزية لمواصلة الحصار،

- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.

كل شيء وله ثمن

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

‫لن يكون في صالح الدواء.‬ ‫سنحتاج لخطة أخرى لنبقيه بارداً.‬

O sıralarda şöyle bir espri vardı, "ABD'de asla darbe olmaz çünkü orada ABD büyükelçiliği yok."

وقيل آنذاك، "لا تقع انقلابات عسكرية في (الولايات المتحدة) لأنّه لا توجد فيها سفارة لـ(الولايات المتحدة)."

Aslında çok değil yani bir hafta öncesine gidip bir loto sonuçlarını alsak en azından olmaz mı?

في الواقع ليس كثيرًا ، على الأقل إذا ذهبنا قبل أسبوع وحصلنا على نتائج اللوتو؟