Translation of "Içerir" in Arabic

0.003 sec.

Examples of using "Içerir" in a sentence and their arabic translations:

O ne içerir.

على ماذا يحتوي؟

Et protein içerir.

يحتوي اللحم على البروتين.

Şişe su içerir.

تحتوي الزجاجة على الماء.

Bazen en iyi işlemler şansınızı denemeyi içerir,

أحيانا اتباع تلك الطرق المثلى يفرض علينا خوض المجازفات...

Kadar her şeyi kapsayan yüzlerce başlık içerir

إلى الحروب العالمية وما بعدها.

Okyanuslar üzerindeki etkileri , sularının asitlenmesini de içerir. Bu

على المحيطات تشمل ايضاً زيادة الحموضة بمياهه. ما سيؤدي في

Ve USDA besin pramidi diyetinden daha fazla besin içerir.

وعناصر غذائية أكثر من نظام الهرم الغذائي لوزارة الزراعة الأمريكية.

Ve çok tuzlu olsa da,  harika besin maddeleri içerir.

‫وعلى الرغم من إنها شديدة الملوحة،‬ ‫إلا أن بها الكثير من العناصر الغذائية.‬

Zamanda kas ağrısı ve baş dönmesini de içerir . Bu semptomlar

ايضاً الام العضلات والشعور بالدوار. تلك الاعراض تتطور

. Kuşak ve Yol olan mega projesi için içerir. Tarihin en

المشروع. وتضمه لمشروعها الضخم وهو الحزام والطريق. الذي يعتبر

Dünya savaşlarına ve ötesine kadar her şeyi kapsayan yüzlerce başlık içerir

يحتوي قسم التاريخ على مئات العناوين التي تغطي كل شيء بدءًا من الإنسان الأول وعصور ما قبل التاريخ ..

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

لكل شخص الحق في حرية الرأي والتعبير، ويشمل هذا الحق حرية اعتناق الآراء دون أي تدخل، واستقاء الأنباء والأفكار وتلقّيها وإذاعتها بأية وسيلة كانت دون تقيد بالحدود الجغرافية.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

لكل شخص الحق في حرية التفكير والضمير والدين، ويشمل هذا الحق حرية تغيير ديانته أو عقيدته، وحرية الإعراب عنهما بالتعليم والممارسة وإقامة الشعائر ومراعاتها، سواء أكان ذلك سرا أم جهرا، منفردا أم مع الجماعة.