Translation of "Der" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Der" in a sentence and their arabic translations:

der ki;

لقد قال:

"Affedersiniz." der geçerdi.

وقال: "أوه، أنا آسف."

Mother Terasa der ki,

الأم تريزا قالت:

"Bana fosfor ver." der.

"يجب أن تعطيني الفوسفور."

Benim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir.’’ der.

شخصيتي الأصلية هي التدريس."

Alır o şiiri, bakar der ki,

يأخذ الشعر ويقول؛

Yapraklar sana "Azota ihtiyacım var." der.

تقول لك الأوراق، "أحتاج إلى نيتروجين."

Psikoloji şunu der: katılım yaratmak için

علم النفس يقول، من أجل خلق ارتباط،

Şair ve mutasavvıf Thomas Merton der ki:

قال الشاعر الصوفي توماس مارتن ذات مرة،

Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der

قال: "كسر الإسطوانات يجب تفقده بانتظام."

Bir güreş maçı başlatmak ister misin?" der.

هل ترغب في بدء مباراة مصارعة؟"

Birileri de çıkar Ermeni soykırımı var der

يقول شخص ما ، هناك إبادة أرمينية

Şöyle bir lider, şöyle bir askerî deha der.

كان قائد هكذا، كان ذكاؤه العسكري هكذا.

Ortak ebeveynlik şunu der: Evet, ebeveynlikte fedakârlık vardır

تقول الأبوة المشتركة أنه بينما قد تتضمن الأبوة تضحيات، نعم،

"Özür dilerim ama hesaplamaların doğru olduğunu düşünmüyorum." der.

تقول: "آسفة، لكن لا أظن أن الأرقام صحيحة."

O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der

وبالتالي، فإن الطبيب الجيد قد يقول لا أحيانًا،

- Beni Kenji diye çağırır.
- O bana Kenji der.

- إنها تنادني كنجي.
- إنها تدعوني بكنجي.

Kimse ona Leyla demez. Herkes ona "anne" der.

لا أحد يناديها بليلى. الجميع يناديها "ماما."

Ama inanıyorum ki çok azınız elini kaldırıp der ki

ولكن أعتقد أن عددًا قليلًا منكم سيرفعون أيديهم ويقولون،

Bu Macar turist "Geceyarısı!" der. Eyfel Kulesini ziyaret zamanı.

في منتصف الليل ، قال هذا السائح المجري : انه الوقت المناسب لزيارة برج ايفل .

Elimiz bağlı, yapacak bir şeyimiz yok der gibi yüzüme bakıyorlar

ولم يكن منهم إلا أن ينظروا إلي كأن أيديهم كانت مكتوفة،

Küçümsemeye çalışan bir toplumda siyasi bir davranıştır, bir başkaldırıdır der.

في مجتمع يهدف الى جعل الناس غير قابلين للتغير.

"Benim için çok özelsin, Leyla." "Lily." "Pardon?" "Arkadaşlarım bana Lily der."

”تعنين لي الكثير يا ليلى.“ ”لِيلي.“ ”عفوا؟“ ”ينادونني أصدقائي بِلِيلي.“