Translation of "Davet" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Davet" in a sentence and their arabic translations:

- Davet edildin.
- Davet edildim.

كنت مدعوا

davet ediyorum.

وبنية تحتية جيدة.

Davet edilmedik.

لم نكن مدعوين

Tekrar davet etti ?

من جديد?

O davet edilmedi.

إنهُ لم يكن مدعو.

Onlar davet edilmedi.

إنهم لم يكونوا مدعويين.

Sachiko'nun partisine davet edildim.

دُعيتُ إلى حفلة ساتشِكو.

Onların düğününe davet edildim.

دُعيتُ إلى عرسهما.

Kaç kişi davet ettin?

كم شخصًا دعوت؟

Sami beni davet etmedi.

لم يدعني سامي.

Bir arkadaşın düğününe davet edilmeyince

عدم دعوتي لحضور حفل زفاف صديق،

Düşünmeye ve planlamaya davet ettim.

ودعم نمو القطاع الخاص.

O, beni evine davet etti.

هو دعاني إلى منزله.

Sizi partiye davet etmek istiyorum.

- أودُ أن أدعوكَ إلى الحفلة.
- أودُ أن أدعوكي إلى الحفلة.

Ben nadiren partilere davet edilirim.

نادرًا ما أُدعى إلى الحفلات.

Neden onu içeriye davet etmedin?

لم لم تدْعه يدخل؟

Partinize kaç kişi davet ettiniz?

كم شخصًا دعوت إلى الحفلة؟

Sami, Leyla'yı çaya davet etti.

دعى سامي ليلى لتناول الشّاي.

Sami Ferit'i camiye davet etti.

دعى سامي فريد للدّخول إلى المسجد.

Sami Leyla'yı İslam'a davet etti.

دعى سامي ليلى كي تعتنق الإسلام.

Artık bir kayığa bile davet edilmeyecektim.

ناهيك عن يخت قيمته 22 مليون دولار.

Iyilik meleklerimiz tarafından davet edilen yolcularız.

تدعونا الملائكة لتحقيق المصلحة العامة.

Sizi zor bir şeye davet ediyorum.

أود أن أقترح عليكم تحدٍ.

Bu yüzden herkesi ciddiyete davet ediyorum

لذا أدعو الجميع بجدية

Beni partiye davet ettiğin için minnettarım.

أنا ممتن لك لاستضافتك إياي في الحفلة.

Tom Mary'yi akşam yemeğine davet etti.

توم دعا ميري إلى العشاء.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

- قام أصدقائي بدعوتي إلى العشاء.
- دعاني أصحابي على العشاء.

Belki de Tom'u partiye davet etmemeliyim.

ربما علي أن لا أدعوا توم إلى الحفلة.

Onu akşam yemeği için davet edeceğim.

سأدعوها للعشاء.

Sami partilere sık sık davet edilmiyor.

لا يُدعى سامي كثيرا للحفلات.

Sami Leyla'yı tekrar İslam'a davet etti.

دعى سامي ليلى مرّة أخرى لاعتناق الإسلام.

Sami, Leyla'yı onunla yaşamaya davet etti.

دعى سامي ليلى للعيش معه.

Hepimizi hayatımızdaki erkeklere şunu sormaya davet ediyorum,

أنا أدعوا نفسي وإياكم جميعا أن نسأل الرجال في حياتنا عن أحوالهم

Ama sizi bu soruları düşünmeye davet ediyorum.

ولكني أدعوكم جميعا للتفكير بهذه الأسئلة.

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.

أخطط لدعوة ضيوف كثيرين إلى حفل الافتتاح.

Beni partiye davet ettiğiniz için teşekkür ederim.

- شكرأ على دعوتكَ لي إلى الحفلة.
- شكراً لدعوتكِ لي إلى الحفلة.

Bizi bir restoranda akşam yemeğine davet edin.

ادعنا للعشاء في مطعم.

Fadil beni bir içki içmeye davet etti.

دعاني فاضل لتناول مشروب.

Leyla, Sami'yi bir akşam yemeğine davet etti.

دعت ليلى سامي لعشاء.

Adamı yoga dersinden sonra kahve içmeye davet ettim.

قلت له أن يلتقيني لشرب القهوة بعد درسي اليوغا .

Beni davet ettiğin için çok çok teşekkür ederim.

شكرا جزيلا على دعوتك لي.

Sami, Leyla'yı öğle yemeği için kalmaya davet etti.

دعى سامي ليلى للبقاء لتناول الغذاء.

Sami geceyi onunla geçirmesi için Leyla'yı davet etti.

دعى سامي ليلى لقضاء اللّيل معه.

- Sami bir davetiye aldı.
- Sami bir davet aldı.

تلقّى سامي دعوة.

Açık Bahçe isimli bir proje oluşturmam için beni davet ettiler.

ودعوني لإنشاء مشروع أطلقنا عليه اسم "البستان المفتوح"

Şeriat ve hukukçuların bu konudaki görüşleri nedir? Hikayenin başlangıcında, evliliğinden üç yıl sonra bir kadın , kocasından davet almak için

وما رأي الشرع والفقهاء فيه? بداية القصة بعد ثلاث سنواتٍ على