Translation of "Ventanas" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Ventanas" in a sentence and their turkish translations:

- Abrí las ventanas.
- Abra las ventanas.

Pencereleri açın.

¿Cuántas ventanas hay?

Kaç tane pencere var?

Lavé las ventanas.

Pencereleri yıkadım.

- El cuarto tiene dos ventanas.
- La habitación tiene dos ventanas.

Odada 2 tane pencere var.

- No deje las ventanas abiertas.
- No dejen las ventanas abiertas.

Pencereleri açık bırakmayın.

- No deje las ventanas abiertas.
- No dejes abiertas las ventanas.

Pencereleri açık bırakmayın.

Las ventanas están abiertas.

Pencereler açıktır.

No abras esas ventanas.

O pencereleri açmayın.

Estoy limpiando las ventanas.

Pencereleri yıkıyorum.

¿Debería abrir las ventanas?

Pencereleri açmam gerekiyor mu?

Podemos abrir las ventanas.

Biz pencereleri açabiliriz.

Cierra todas las ventanas.

Bütün pencereleri kapa.

Ambas ventanas estaban quebradas.

Her iki pencere de kırıldı.

- Cerrad todas las puertas y ventanas.
- Cierren todas las puertas y ventanas.

Bütün kapıları ve pencereleri kapa.

- Cierra todas las puertas y ventanas.
- Cerrad todas las puertas y ventanas.

Bütün kapıları ve pencereleri kapatın.

- Estas ventanas miran hacia el sur.
- Estas ventanas están orientadas al sur.

- Bu pencereler güneye bakıyorlar.
- Bu pencereler güneye bakıyor.

La lluvia golpea las ventanas.

Yağmur pencerelere vuruyor.

¿Tiene tu habitación dos ventanas?

Odanda iki pencere var mıdır?

El cantante rompió las ventanas.

Şarkıcı pencereleri kırdı.

Tengo que cerrar las ventanas.

Pencereleri kapatmak zorundayım.

He cerrado las seis ventanas.

Altı pencerenin hepsini kapattım.

Mi cuarto tiene dos ventanas.

Odamın iki penceresi vardır.

Mi pieza tiene tres ventanas.

Odamda üç pencere vardır.

Estas ventanas no están limpias.

Bu pencereler temiz değil.

Esta habitación tiene tres ventanas.

Bu odanın üç penceresi vardır.

Todas las ventanas estaban cerradas,

Tüm camlar kapalıydı.

La lluvia golpeaba contra las ventanas.

Yağmur pencerelere vuruyordu.

¡Cierra todas las puertas y ventanas!

Bütün kapıları ve pencereleri kapat!

Por favor, dejá las ventanas abiertas.

Lütfen pencereleri açık bırak.

¿Te acordaste de cerrar las ventanas?

Pencereleri kapatmayı hatırladın mı?

En mi habitación hay tres ventanas.

Odamda üç pencere vardır.

Cierra las ventanas antes de acostarte.

Yatmadan önce pencereleri kilitle.

Él dejó todas las ventanas abiertas.

O, bütün pencereleri açık tuttu.

Tom es un limpiador de ventanas.

Tom bir pencere temizleyicisi.

Ninguna de las ventanas está abierta.

- Camların hiçbiri açık değil.
- Hiçbir pencere açık değil.

- Normalmente duermo con las ventanas abiertas en verano.
- Suelo dormir con las ventanas abiertas en verano.

- Yazları genelde pencerelerim açık yatarım.
- Yazın genellikle camlar açık uyurum.

¿No se te ocurrió cerrar las ventanas?

Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?

Las ventanas de mi cuarto están rajadas.

Odamdaki pencereler kırık.

Tom abrió las ventanas de su cuarto.

Tom yatak odası pencerelerini açtı.

Desearía no haber dejado las ventanas abiertas.

Keşke pencereleri açık bırakmasaydım.

Algunas puertas y ventanas se quedaron abiertas.

- Bazı kapılar ve pencereler açık bırakıldı.
- Bazı kapı ve pencereler açık bırakıldı.

- Esta casa está abandonada. Todas las ventanas están entabladas.
- Esta casa está abandonada. Todas las ventanas están tapiadas.

Bu ev terk edilmi. Bütün pencereler tahta çakarak kapatılmış.

¿No se os ha ocurrido cerrar las ventanas?

Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?

Ella cerró todas las ventanas en la habitación.

Odadaki bütün pencereleri kapattı.

Ellos pintaron de amarillo los marcos de las ventanas.

Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.

Parece que va a llover. Deberíamos cerrar las ventanas.

Yağmur yağacak gibi görünüyor. Pencereleri kapatsak iyi olur.

Hay ventanas en el piso, y puertas en el techo.

Zeminde pencereler; tavanda kapılar var.

Está lloviendo y nos hemos olvidado de cerrar las ventanas.

Yağmur yağıyor ve biz pencereleri kapatmayı unuttuk.

Por favor, dile a Tom que cierre todas las ventanas.

Tom'a bütün pencereleri kapatmasını söyle lütfen.

Cada habitación de mi casa tiene dos o más ventanas.

Evimde her odanın iki veya daha fazla penceresi var.

Si tus ventanas no son herméticas, se va a filtrar humedad.

Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.

Tuvimos que cerrar las ventanas para que no entraran los mosquitos.

Sivrisinekler içeri girmesin diye pencereleri kapatmak zorunda kaldık.

El sol no brilla solo en las ventanas de tu padre.

Güneş sadece senin babanın pencerelerinde parlamaz.

La habitación en la que me encerraron los secuestradores no tenía ventanas.

Kaçıranların beni kilitledikleri oda penceresizdi.

La tecnología ha abierto nuevas ventanas en la caja negra de nuestra mente.

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

Cuando volvió en sí, se encontró tumbado en una pequeña celda desprovista de ventanas.

Kendine geldiğinde, kendini küçük penceresiz bir hücrede buldu.

- No tire su dinero por las ventanas.
- No malgaste su dinero.
- No malgastes tu dinero.

Paranı boşa harcama.

El gas lacrimógeno hace que la gente corra y rompa ventanas para esconderse y conseguir ayuda.

göz yaşartıcı gaz insanların kaçmasına ve kırılmasına neden olur pencereleri gizlemek ve yardım almak için.