Translation of "Cuarto" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Cuarto" in a sentence and their turkish translations:

Cuarto:

Dördüncü olarak:

Cuarto: Grita.

Dört: Çığlık at.

- Él arregló su cuarto.
- Él recogió su cuarto.

O, odasını toparladı.

- Este cuarto es frío.
- Este cuarto está frío.

Bu oda soğuk.

Busqué mi cuarto.

Odamı aradım.

Saliste del cuarto.

Sen odadan çıktın.

El cuarto del señor Johnson era un cuarto grande.

Bay Johnson'ın odası büyük bir odaydı.

- No entres en mi cuarto.
- No entren a mi cuarto.

Odama gelme.

Cuarto: el bienestar emocional.

Dördüncü şey ise duygusal sağlık.

Y, por último, cuarto:

Nihayet, dördüncü adım,

Otro cuarto para comida

gıdalar için başka oda

Mayuko salió del cuarto.

Mayuko odadan dışarı çıktı.

Entré a su cuarto.

Onun odasına girdim.

Mantené tu cuarto limpio.

Odanızı temiz tutun.

Entró en el cuarto.

O, odaya gitti.

Este es mi cuarto.

Bu benim odam.

¿Tiene cuarto de baño?

Onun bir banyosu var mı?

Él ordenó su cuarto.

O, odasını düzenledi.

Estoy trapeando mi cuarto.

Odamı paspaslıyorum.

Le mostré mi cuarto.

Ona odamı gösterdim.

Quisiera ver el cuarto.

Odayı görmek istiyorum.

¿Debería asear mi cuarto?

- Ben odamı temizlemeli miyim?
- Odamı temizlemem gerekiyor mu?

¿Tienes un cuarto propio?

Senin kendi odan var mı?

Ellos entraron al cuarto.

Onlar odaya girdiler.

Este es nuestro cuarto.

Bu bizim odamız.

Este cuarto es caluroso.

Bu oda sıcak.

¿Está en el cuarto?

O, odada mı?

Su cuarto está desordenado.

Onun odası dağınıktır.

¿Cuánto cuesta el cuarto?

Oda ne kadar?

- Son un cuarto para las dos.
- Son las dos menos cuarto.

İkiye çeyrek var.

- No tiene cuarto para estudiar.
- No hay ningún cuarto para estudiar.

Çalışacak oda yok.

- Nadie los vio salir del cuarto.
- Nadie las vio salir del cuarto.

Hiç kimse onların odayı terk ettiğini görmedi.

- K.G.: Cuarto, grita. - Audiencia: Grita.

-K.G: Dört, çığlık at, -Seyirci: Çığlık at.

Era un cuarto muy grande.

O çok büyük bir odaydı.

Él salió rápidamente del cuarto.

O, çabucak odadan çıktı.

Son las ocho y cuarto.

Saat sekizi çeyrek geçiyor.

Son las dieciocho y cuarto.

Saat öğleden sonra 6.15.

Son las nueve y cuarto.

- Saat dokuzu çeyrek geçiyor.
- Saat dokuz çeyrek.

¿Hay un cuarto para mí?

Benim için yer var mı?

La vimos entrar al cuarto.

Onun odaya girişini gördüm.

Él entró en mi cuarto.

O benim odama girdi.

Son las dos menos cuarto.

İkiye çeyrek var.

Deja el cuarto como está.

- Odayı olduğu gibi bırak.
- Odayı olduğu gibi bırakın.

Quiero volver a mi cuarto.

Ben odama dönmek istiyorum.

Son las ocho menos cuarto.

Saat 7.45.

No entres a mi cuarto.

Odama girme.

No mires en mi cuarto.

Odama bakmayın.

John entró corriendo al cuarto.

John odasına koşarak geldi.

Necesito un cuarto más grande.

Daha büyük bir odaya ihtiyacım var.

No vayas a mi cuarto.

Odama girme.

Mi cuarto tiene dos ventanas.

Odamın iki penceresi vardır.

Me encerré en mi cuarto.

Kendimi odama kilitledim.

¿Puedo comer en mi cuarto?

Odamda yemek yiyebilir miyim?

Acabo de limpiar mi cuarto.

Ben az önce odamı temizledim.

Está en el cuarto curso.

O, dördüncü yılında.

¿Quién más usa este cuarto?

Bu odayı başka kim kullanıyor?

¿Hay alguien en este cuarto?

Bu odada kimse var mı?

Mi cuarto es muy pequeño.

- Benim odam çok küçük.
- Odam çok küçük.

Tenía que limpiar su cuarto.

O, odasını temizlemek zorunda kaldı.

No fume en este cuarto.

Bu odada sigara içmeyin.

Tom salió corriendo del cuarto.

Tom odasından dışarı koştu.

Tom volvió a su cuarto.

Tom odasına geri döndü.

Durante el último cuarto de milenio,

Geçtiğimiz çeyrek milenyumda,

Representa un cuarto de su dieta.

Beslenmesinin dörtte birini oluştururlar.

No entres al cuarto sin permiso.

Odaya izinsiz girme.

Ocurrió a las once y cuarto.

- O, on bir on beşte oldu.
- O, on biri çeyrek geçe oldu.

Había varios objetos en el cuarto.

Odada çeşitli nesneler vardı.

¿Cuáles son las dimensiones del cuarto?

Odanın boyutları nedir?

Hay un piano en el cuarto.

Odada bir piyano var.

- Ordena tu cuarto.
- Ordena tu habitación.

Odana çekidüzen ver.

Ella estaba encerrada en un cuarto.

O bir odada kilitli kaldı.

Ella siempre mantiene su cuarto limpio.

Odasını her zaman temiz tutar.

Le dije que saliera del cuarto.

Ona odanın dışını temizlemesini söyledim.

Tom se encerró en su cuarto.

Tom kendisini odasına kilitledi.

Mi cuarto está orientado al jardín.

Odam bahçeye bakar.

Está en el cuarto de baño.

- O, banyoda.
- O, banyodadır.

La oí cantando en su cuarto.

Onun, odasında şarkı söylediğini duydum.

Te estaré esperando en mi cuarto.

Seni odamda bekliyor olacağım.

El cuarto mes se llama abril.

Dördüncü aya nisan denilir.

El cuarto de baño está sucio.

Banyo kirli.

Mi hijo vino a mi cuarto.

Oğlum odama geldi.

Cada niño tiene su propio cuarto.

Her çocuğun kendi odası var.

Queremos un cuarto para cuatro noches.

Biz dört gece için bir oda istiyoruz.

Quiero un cuarto para esta noche.

Bu gece için bir oda istiyorum.

Quiero el desayuno en mi cuarto.

Odamda kahvaltı istiyorum.

Deseo un cuarto con aire acondicionado.

Ben klimalı bir oda isterim.

La llave del cuarto, por favor.

Oda anahtarım, lütfen.

Él escuchaba música en su cuarto.

O, odasında müzik dinledi.