Examples of using "Vancouver" in a sentence and their turkish translations:
Vancouver'da yaşıyoruz, zaten her gün yağmurlu gibi.
Önümüzdeki hafta kız kardeşimi görmek için Vancouver'a gidiyorum.
Çin'den gelen zengin göçmenler, Vancouver'daki evler için yüksek fiyatlarla ödeme yapmaktan mutlular.
Cumartesi günü Boston ile Vancouver maçı için iki biletim var.Benimle gelmek ister misin?