Examples of using "Víbora" in a sentence and their turkish translations:
Testere pullu engerek.
Sen bir yılansın!
Tom bir yılana bastı.
Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.
birleşimi sonucunda ona dünyanın en tehlikeli yılanı diyebiliriz.
30 santimlik cetvel boyundaki bir engerek nasıl oluyor da böyle kaos yaratıyor?
Yılanların yılda tahmini olarak 46.000 kişiyi öldürdüğü Hindistan'da,
Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.
Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.
Testere pullu engereğin etkisi çok çabuk görüldüğü için bir saatin altında öldürebilecek bir zehir.
Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.