Examples of using "Caos" in a sentence and their turkish translations:
Organizasyonel bir kaos adeta.
Çok yaşa kaos!
Venezuela'da kaos.
Kaosun gelmesi kaçınılmaz.
- Evren kaosun antitezidir.
- Kaosun antitezi düzendir.
Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken
Sokaklar tıklım tıklım, trafik felç.
Oturma odasında korkunç bir kaos hüküm sürüyor.
Çarpık kentleşme ve kaos pek çok planlama sorunları yaratır.
Kendi acemi sürüsünün yarattığı kargaşa dişi için avantaja dönüşüyor.
30 santimlik cetvel boyundaki bir engerek nasıl oluyor da böyle kaos yaratıyor?
Kaza, trafiği büyük bir karışıklık içine soktu.
İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.