Translation of "Trabajan" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Trabajan" in a sentence and their turkish translations:

- Ellos trabajan duro.
- Trabajan mucho.

Onlar çok çalışırlar.

¿Trabajan juntos?

Birlikte çalışır mısınız?

Trabajan mucho.

Onlar çok çalışırlar.

- Ellos trabajan para mí.
- Trabajan para mí.

Onlar benim için çalışırlar.

Trabajan de noche.

Onlar gece çalışırlar.

Las niñas trabajan.

Kızlar çalışır.

¿Ellos trabajan aquí?

- Onlar burada mı çalışıyor?
- Burada mı çalışıyorlar?

Ellos trabajan juntos.

Onlar birlikte çalışırlar.

- Trabajan de noche.
- Usted trabaja de noche.
- Ustedes trabajan de noche.

Onlar gece çalışırlar.

- Los niños trabajan bien juntos.
- Los niños trabajan bien en conjunto.

Çocuklar birlikte iyi çalışırlar.

Trabajan solamente durante el día.

Onlar sadece gün boyunca çalışırlar.

¿Cuántas personas trabajan para vos?

Sizin için kaç kişi çalışıyor?

- Tom y Mary trabajan como modelos.
- Tanto Tom como Mary trabajan de modelos.

Hem Tom hem de Mary mankenlik yapıyor.

Las hormigas trabajan con lógica directa.

karıncalar düz mantıkla çalışırlar.

- ¿Trabajás acá?
- ¿Trabajan acá?
- ¿Trabaja aquí?

Burada mı çalışıyorsun?

Ellos trabajan ocho horas al día.

Onlar günde sekiz saat çalışırlar.

¿Cuántos peluqueros trabajan en esa peluquería?

O berber dükkanında kaç tane berber çalışır.

- Ambos sirven.
- Ambos trabajan.
- Ambos funcionan.

Onların her ikisi de çalışırlar.

Los especialistas polacos trabajan en África.

Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.

Cientos de personas trabajan en esta fábrica.

Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.

Ellos trabajan en una compañía de embalaje.

Bir ambalaj şirketi için çalışmaktadırlar.

Tom y Mary ambos trabajan para mí.

- Tom ve Mary her ikisi de benim için çalışır.
- Hem Tom hem de Mary benim için çalışır.

Los que trabajan con sus mentes gobiernan otros; los que trabajan con su fuerza son gobernado por otros.

Zihinleriyle çalışanlar diğerlerini yönetirler;fizikleriyle çalışanlar başkalarınca yönetilirler.

Hoy en día, trabajan menos de 40 horas.

Bugün 40 saatten daha az çalışıyorlar.

Todavía no trabajan criaturas duras después de todo

yinede etmiyorlar çalışkan yaratıklar sonuçta

Ellos dos trabajan en la tienda de mascotas.

Onların her ikisi de evcil hayvan mağazasında çalışıyor.

Tom y María trabajan en el mismo supermercado.

Tom ve Mary'nin ikisi de aynı süpermarkette çalışıyorlar.

En Italia trabajan cinco días a la semana.

Onlar İtalya'da haftada beş gün çalışırlar.

Pero los científicos que trabajan con este estudio británico

Ama İngiliz çalışmasıyla çalışmış olan bilim insanları

Algunas personas duermen de día y trabajan de noche.

Gündüz uyuyan ve gece çalışan bazı insanlar vardır.

Me quedo solo en casa mientras mis padres trabajan.

Ailem işteyken evde yalnız kalırım.

Los trabajadores, como norma, trabajan ocho horas al día.

Kural olarak işçi günde sekiz saat çalışır.

Tengo muchos amigos que viven y trabajan en Turquía.

Türkiye'de yaşayan ve çalışan birçok arkadaşım var.

Muchos de mis familiares trabajan en el sector petroquímico.

Tanıdıklarımın çoğu petrokimya sektöründe çalışıyor.

Mi padre y mi hermano trabajan en esta fábrica.

Babam ve erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.

Trabajan con departamentos policiales de todo EE. UU., incluyendo Minneapolis,

Irksal ön yargıya kayda değer cevaplar aramak için Minneapolis da dahil

Ella tiene dos hermanos que trabajan en la industria informática.

Bilgisayar sanayinde çalışan iki erkek kardeşi var.

La mayoría de las personas que trabajan aquí son voluntarios.

Burada çalışan insanların çoğu, ücretsiz gönüllülerdir.

Mi padre y mi hermano mayor trabajan en esta fábrica.

Babam ve büyük erkek kardeşim bu fabrikada çalışırlar.

Y creo que estos sistemas viven y trabajan entre nosotros ahora,

Bence bu sistemler aramızda yaşıyor ve çalışıyor.

Empresas como Gro trabajan arduamente para hacer de esto una realidad.

Gro gibi kuruluşlar bunu gerçekliğe dönüştürmek için çok sıkı çalışıyor.

- Estás saturado de trabajo.
- Tienes exceso de trabajo.
- Te trabajan durísimo.

Sen çok çalıştın.

Tienen los mismos estereotipos que trabajan a su favor y en su contra.

iş hakkın aynı ön yargılara sahipler ve onlara karşı aynı ön yargılar var.

Como un proyecto secundario en el que las personas de las diversidades trabajan,

hepimizin birlikte yapması gereken bir çalışma değil de

Al dormir, las funciones corporales trabajan más lento y la temperatura corporal disminuye.

Siz uyurken bedensel işlevler yavaşlar ve vücut sıcaklığı düşer.

Si tus colegas no trabajan, trabaja tú por ellos o te despediré mañana por la mañana.

eğer iş arkadaşların çalışmazlarsa,onların yerine ya sen çalışacaksın,ya da yarın sabah seni işten atacağım.