Examples of using "Testigo" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir tanığım.
- Tom bir tanık.
- Tom şahit.
- Tanrı şahidim olsun.
- Tanrı benim şahidimdir.
Hiç tanık yok.
Şahit hatırlamıyordu.
- O cinayete tanıklık etti.
- Cinayete şahit oldu.
Polis memuru tanığı korudu.
Bir sonraki tanığını çağır.
Tanık onun adını açıkladı.
- O, kazaya tanıklık etti.
- Kazaya şahitlik etti.
Tek tanığımız tanıklık yapmayı reddediyor.
Başından beri bizzat gördüm,
Tom bir kaza tanığıydı.
Sen güvenilmez bir tanıksın.
İlk tanığıma seslenebilir miyim?
Onlar mahkemeye aynı tanığı çağırdılar.
Ben hırsız değilim, sen tanıksın!
Kazanın tek tanığıydı.
Tanığa yemin ettirildi mi?
Lütfen ilk tanığınızı çağırın.
Tanığın beyanına inanıyor musunuz?
Tom suçun tek tanığıdır.
ve Dreyfus'un bıraktığı yerden casusluk çalışmalarını devam ettiriyor.
gerçekten ters döndüyse,
Boş yere tanığa rüşvet vermeye yeltendiler.
Leyla, annesinin kaçırılmasına tanık oldu.
Okula giderken kazaya tanık oldu.
Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken
Tanık, hırsızı polisteki yüzleştirmede tespit etti.
Ama büyükannemin
Dün, sokakta yürürken bir kaza gördüm.
Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.
... ve Yorktown'daki İngiliz yenilgisine tanık oldu.
Avrupa en kanlılara tanıklık etmek üzereydi Napolyon Savaşları günü savaşı.
Pil gösterge ışığı pilin şarj edilmediğini gösteriyor.