Examples of using "Supo" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu asla bilmiyordu.
Tom ne zaman bırakacağını biliyordu.
O konuyu sadece Obama biliyordu.
O, otoritesini sürdüremedi.
Tom benim adımı bilmiyordu.
Tom ne olduğunu asla bilmiyordu.
Ama ailem bunu yapmayı bilmiyordu.
O şaşırdı ve nasıl cevaplayacağını bilmiyordu.
Tom cezalandırılacağını biliyordu.
Tom Mary'ye nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.
Sami Leyla'nın Müslüman olduğunu hiç bilmiyordu.
- Tom Mary'nin neden John'u tokatladığını biliyordu.
- Tom Mary'nin John'a neden tokat attığını biliyordu.
Tom çalışanlarına nasıl doğru davranacağını bilmiyordu.
Tom Mary'nin John'u öptüğünü biliyordu.
Ona baktı ve onun kızgın olduğunu biliyordu.
Tom ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
İnsanlar benim Kanadalı olmadığımı nasıl bildi?
Tom bir şeyin yanlış olduğunu hemen bildi.
Tom kendini kontrol edemedi.
Tom, Mary'nin kazanamayacağını nasıl bildi?
Tom başından beri sürpriz parti hakkında biliyordu.
Yemeğin geri kalanıyla ne yapacağını bilmiyordu.
Tom, Mary'nin mutsuz olduğunu biliyordu.
Tom, Mary'nin masum olduğunu biliyordu.
Müzik öğretmenim, benim yemek yapmayı bildiğime şaşırdı.
Tom dünkü sınavda bir soruyu bile yapamadı.
Haber onu gözyaşlarına boğdu.
Tom, Mary'nin bakkaliyelerini nereden aldığını biliyordu.
Tommy son soruyu cevaplayamadı.
Nihayetinde Tom, olanları öğrendi.
[piyanist] Tommy Flanagan Giant Steps akorlarını gördüğü vakit, sadece akorları değil,
Tom, Mary'nin onun ne yapmasını istediğini biliyordu.
Tom Mary'nin zengin koca avcısı olduğunu fark ettiğinde üzgündü ve Mary Tom'un fakir olduğunu fark ettiğinde üzgündü.
Tom Mary'ye cevap veremediği birkaç soru sordu, ama o onun sorularının çoğunu yanıtlayabildi.
Tom, Mary'nin aklında ne olduğunu biliyordu.