Translation of "Solíamos" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Solíamos" in a sentence and their turkish translations:

Solíamos hacer adornos

süsler yapardık

Solíamos ser amigos.

Biz eskiden arkadaştık.

Solíamos trabajar juntos.

Biz birlikte çalışırdık.

Solíamos jugar juntos.

Biz birlikte oynardık.

Solíamos ser amigos cercanos.

Bizler yakın arkadaşlardık.

Solíamos ver películas juntos.

Biz birlikte filmler izlerdik.

Solíamos jugar en el parque.

Biz, parkta oynardık.

Solíamos jugar juntos. ¿Te acuerdas ahora?

beraberce oyun oynardık. Hatırladınız mı şimdi?

Nosotros solíamos hablar acerca de nuestro futuro.

Geleceğimiz hakkında konuşurduk.

Solíamos hablar con frecuencia de nuestro futuro.

Sık sık geleceğimiz hakkında konuşurduk.

Este es el templo que solíamos visitar.

Bu, eskiden ziyaret ettiğimiz tapınak.

Comamos en el parque como solíamos hacerlo.

Eskiden yaptığımız gibi parkta yemek yiyelim.

Solíamos ir a la costa en vacaciones.

Tatilde deniz kenarına giderdik.

Es un gran amigo mío, solíamos trabajar juntos.

Çok yakın bir dostum ve aslında eskiden birlikte çalışmıştık.

Déjame ser claro que solíamos jugar al fútbol

açık söyleyeyim bizler futbol oynardık

Solíamos competir frenéticamente cuando estábamos en la universidad.

Üniversitedeyken öfkeyle rekabet ederdik.

En verano, solíamos ir a nadar al río.

- Yazın yüzmek için ırmağa giderdik.
- Yazın yüzmeye ırmağa giderdik.
- Yazın, yüzmek için nehre giderdik.
- Yazın yüzmeye nehre giderdik.

Cuando era niño, solíamos jugar bastante al escondite.

Ben çocukken, oldukça çok saklambaç oynardık.

Nos solíamos encontrar de camino a la escuela.

Okulumuza giderken karşılaşırdık.

- Acostumbramos hablar de eso.
- Solíamos hablar de esto.

Her zaman onun hakkında konuşuyoruz.

Mi esposo y yo solíamos escalar montañas juntos.

Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.

Nosotros solíamos dar una caminata antes del desayuno.

Kahvaltıdan önce yürüyüş yapardık.

Los sábados por la tarde solíamos ir al cine.

Cumartesi akşamları sinemaya giderdik.

Solíamos quedar en una cafetería en Shinjuku después del trabajo.

Biz işten sonra Shinjuku'da bir kafede buluşurduk.

Mi marido y yo solíamos ir a hacer alpinismo juntos.

Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.