Translation of "Sencillamente" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Sencillamente" in a sentence and their turkish translations:

Sencillamente me rendí.

Sadece vazgeçtim.

Sencillamente lo extraño.

Ben sadece onu özlüyorum.

Es sencillamente genial.

Bu dâhice.

Tenemos que vivir sencillamente, para que otros sencillamente puedan vivir.

Basit yaşamalıyız, böylece diğerleri de basit yaşayabilir.

Sencillamente no puedo decidirme.

Henüz karar veremiyorum.

Eso es sencillamente loco.

O sadece çılgınca.

Sencillamente no puedo evitarlo.

- Sadece elimde değil.
- Ne yapayım, elimde değil.
- Kendimi alamıyorum ki.

Sencillamente no puedo olvidarte.

Ben sadece seni unutamam.

Sencillamente no me gusta.

Sadece ondan hoşlanmıyorum.

Sencillamente no parece posible.

Bu sadece mümkün görünmüyor.

Me puedes llamar sencillamente Taro.

Bana sadece Taro diyebilirsin.

No puedo sencillamente hacer nada.

Ben sadece bir şey yapamam.

Sencillamente queremos que te vayas.

Biz yalnızca gitmeni istiyoruz.

Sencillamente no quiero salir contigo.

Ben sadece seninle gitmek istemiyorum.

Sencillamente no quiero hablar contigo.

Sadece seninle konuşmak istemiyorum.

Sencillamente quiero oír tus razones.

Sadece nedenlerini duymak istiyorum.

Sencillamente no sé qué decir.

Yalnızca ne diyeceğimi bilmiyorum.

Sencillamente no sé qué hacer.

Sadece ne yapacağımı bilmiyorum.

Sencillamente no confío en Tom.

Ben sadece Tom'a güvenmiyorum.

Ayer sencillamente no era mi día.

Dün günümde değildim sadece.

Sin saber qué decir, sencillamente sonrió.

Ne söyleyeceğini bilmediği için sadece gülümsedi.

Lo lamento, pero sencillamente es imposible.

Üzgünüm fakat henüz mümkün değil.

Sencillamente no quiero hacerlo otra vez.

Sadece bunu tekrar yapmak istemiyorum.

Sencillamente no quiero salir con Tom.

Sadece Tom'la gitmek istemiyorum.

Sencillamente no quiero herir a nadie.

Sadece kimseyi incitmek istemiyorum.

Sencillamente no quiero que lo tengas.

Ben sadece bunu yapmanı istemiyorum.

¿Por qué sencillamente no me pediste ayuda?

Neden sadece benden yardım etmemi istemedin?

¿Por qué no sencillamente vas a casa?

Neden şimdi eve gitmiyorsun?

¿Por qué sencillamente no dijiste la verdad?

Neden sadece gerçeği söylemedin?

Y sencillamente no podemos hacer acusaciones de misoginia

Bize bağırıldığı veya bir şekilde engellendiğimiz her seferde

No puedo sencillamente dejar que Tom me mate.

Ben sadece Tom'un beni öldürmeye izin veremem.

Traté de razonar con él, pero sencillamente no escucha.

Onu ikna etmeye çalıştım ama o dinlemeyecek.

Pensé que Tom sencillamente firmaría el contrato sin leerlo con cuidado.

Tom'un onu dikkatlice okumadan sadece anlaşmayı imzalayacağını düşündüm.

Él sencillamente no quiere escuchar. Es igual que hablar con una pared.

O dinlemeyecektir. Onunla konuşmak tuğla bir duvarla konuşmak gibidir.

¿Por qué no podemos sencillamente decirle a Tom que no podemos hacerlo?

Biz onu yapamayacağımızı neden Tom'a söyleyemiyoruz?

- Tom lo hizo sencillamente por el dinero.
- Tom lo hizo solo por dinero.

Tom onu sadece para için yaptı.

- Lo lamento, pero eso es simplemente imposible.
- Lo lamento, pero sencillamente es imposible.

Üzgünüm, ama bu mümkün değildir.

Emet tiene mucho interés en el fútbol, pero sencillamente no sabe como jugarlo.

Emet futbolla çok ilgilidir ama basitçe nasıl oynayacağını bilmiyor.

Tom sencillamente se paró ahí y veía como María se miraba fijamente al espejo.

Tom orada öylece durup Mary'nin aynada kendisine bakmasını izliyordu.

- Simplemente no sé qué decir...
- No sé qué decir.
- Sencillamente no sé qué decir.
- Simplemente no sé qué decir.

- Henüz ne diyeceğimi bilmiyorum.
- Ben, henüz ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
- Sadece ne diyeceğimi bilmiyorum.