Translation of "Saliera" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Saliera" in a sentence and their turkish translations:

Una enfermedad impidió que saliera.

Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.

Le dije que saliera del cuarto.

Ona odanın dışını temizlemesini söyledim.

Y procurando que el país saliera adelante.

ve bu ülkenin devamını garantilemeye çalışıyorduk.

Le dije que saliera de la sala.

Ona odadan ayrılmasını söyledim.

Tom quería que María saliera a jugar.

Tom Mary'nin dışarı gitmesini ve oynamasını istedi.

- Yo no esperaba que Tom saliera de la cárcel.
- Yo no esperaba que Tom saliera de prisión.

Tom'un hapishaneden çıkmasını hiç beklemiyordum.

Le pidieron a Tom que saliera en televisión.

Tom'un televizyona çıkması rica edildi.

Ella no pudo impedir que su hija saliera.

Kızının dışarı çıkmasına engel olamadı.

- Quería que Mary saliera conmigo y no con Tom.
- Quería que Mary saliera conmigo en lugar de con Tom.

Tom yerine Mary'nin benimle çıkmasını istiyordum.

Tom me impidió que saliera del salón de clases.

Tom, benim sınıftan çıkmama engel oldu.

Ella no quería que él saliera con otras mujeres.

Onun başka kadınlarla çıkmasını istemedi.

Tom no quería que Mary saliera con otros tipos.

Tom Mary'nin diğer çocuklar ile dışarı çıkmasını istemiyordu.

- Espero que saliera bien.
- Confío en que fuera bien.

Onun iyi gittiğini umuyorum.

La intensa nevada impidió que nuestro tren saliera a tiempo.

Yoğun kar yağışı trenimizin zamanında kalkmasını önledi.

Creo que Tom no quería que Mary saliera con John.

Sanırım Tom, Mary'nin John'la çıkmasını istemiyordu.

Ella le advirtió que no saliera solo por la noche.

O, gece vakti yalnız dışarıya çıkmaması için onu uyardı.

Tom pospuso su fiesta hasta que María saliera del hospital.

Tom Mary hastaneden çıkıncaya kadar partisini erteledi.

Si el sol saliera por el oeste, no cambiaría de idea.

Güneş batıdan doğsa fikrimi değiştirmezdim.

Tom fingió que no le importaba que Mary saliera con John.

Tom Mary'nin John ile çıktığını umursamıyormuş gibi davrandı.

Y ejecutarlas sin problemas ... porque si algo saliera mal, los astronautas no

uygulaması gerekecekti ... çünkü bir şey ters giderse, astronotların

Tom le aconsejó a Mary que saliera tan pronto como sea posible.

Tom Mary'ye mümkün olduğunca erken ayrılmasını tavsiye etti.

Tom advirtió a Mary de que no saliera sola después de anochecer.

Tom Mary'yi karanlıktan sonra tek başına dışarı çıkmaması için uyardı.

Tom le dijo a Mary que no saliera sola por la noche.

Tom Mary'ye gece tek başına dışarı çıkmamasını söyledi.

Tom tenía otro plan de contingencia en caso de que algo saliera mal.

Bir şeyin aksama ihtimaline karşın Tom'un bir yedek planı vardı.

- Deberías pedirle una cita a Mary.
- Deberías pedirle a Mary que saliera contigo.

Mary'ye çıkma teklif etmelisin.

- No pasó mucho antes de que saliera la luna.
- No trascurrió mucho antes de que apareciera la luna.
- Poco después salió la luna.

Çok geçmeden ay çıktı.