Examples of using "Cárcel" in a sentence and their turkish translations:
Danimarka bir hapishanedir.
O, hapishaneden kaçtı.
O hapiste.
Hapse gitmek istiyor musun?
O hapsi boylayacak.
Hapishaneye girebilirim.
Tom'un yeri hapistir.
Hiç hapse girmedim.
Hapishane onu değiştirdi mi?
O hapiste.
o taştan duvarlı hapislerde uyuyor.
Onlar hapishaneden kaçtı.
Hapishaneye dönmek istemiyorum.
Hapishanenin dışında ne yapıyorsun?
Tom hapse gidiyor mu?
Tom cezaevinde üç yıl geçirdi.
Dün, geceyi hapiste geçirdim.
Gerçekten hapishaneye geri gitmek istemiyorum.
Hapishaneden tünel kazarak çıktı.
Tom neden hapishanede zaman geçirdi?
Tom hapsedilmelidir.
Neden hapiste değilsin?
Onu üç yıl hapis cezasına çarptırdılar.
Dün üç adam hapisten kaçtı.
O soygun nedeniyle hapse gönderildi.
Hapishanede kocasını ziyaret etti.
Tom'un hapishanede olabileceğini düşündüm.
Tom'un hapishaneye gitmesini istemiyorum.
Tom gerçekten hapishaneye gitmek istemiyordu.
Tom'un babası hapishanededir.
Tom uyuşturucu sattığı için ceza evine gitti.
Ben hapisteyim.
Bazı mahkumlar hapishaneden kaçtı.
Hapisteki bir suçlunun bakımı çok pahalıdır.
Hapiste değildim, "Ben komiğim, bırakın beni!"
hapsedilmeyi takip eden ilk 3 gün içinde gerçekleşiyor
Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız
Sonra Pepe ile hapisten kaçtım.
O hapiste.
O kitap yazdığı için hapse konuldu.
Gelecek on yılı hapishanede geçirmek ister misin?
Seni hapisten çıkarabilirim.
Tom'un cezaevinde bir teyzesi var.
üstelik bu hapis cezası üç kat daha uzun oluyor.
Bir an için o hücrelerde kendinizi düşünün
Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak
Hapishanede Nazi Soykırımı hakkında bir film gösterildi.
Mary cezaevindeki kocasını ziyaret etti.
Tom'u hapishanede ziyaret edeceğim.
Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
Tom sarhoş araba sürdüğü için iki ay hapishanede yattı.
2015'te bu öğretmenlerden sekizi bu yüzden hapse girdi
tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.
Sen hapishaneden çıkmadan önce, o evlenmiş olacak.
- Hapishaneyi boylamak istemiyorum.
- Hapse düşmek istemiyorum.
Kocam hapiste.
Hiç hapishane ziyaretine gittin mi?
Bu sürenin bir kısmını kendisi de hapiste geçirir,
Maryland hapishanesindeki salgının patlak vermesiyle uğraşırken
hâlâ yüzen hapishanede tutukluydu.
Bu bana hapiste de yardımcı oldu çünkü hayal gücün boş durmuyor.
Ceza evine gitmeden önce yaptığım şeyi yapmak istiyorum.
O, ondan bir sürü para çaldı, bu yüzden o, şimdi hapishanededir.
Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.
Hem Tom hem de Mary'nin hapiste vakit geçirdiklerini biliyorum.
bir gider tesisi ve balık pazarı arasında Doğu Gölü'nde yüzen
hapishanede olmanın ne demek olduğunu biraz konuşalım.
Tom geceyi hapishanede geçirdi.
Mary o hapiste iken Tom'un kızına baktı.
Kitap, hapishanedeki bir kadının hayatı hakkındadır.
Hapishanedeki yaşam bir hayvanın yaşamından daha kötüdür.
- Polis seni içeriye atacak.
- Polis seni hapse koyacak.
- Polis seni hapishaneye koyacak.
- Polis seni hapse atacak.
Hapisten çıktığımda, aldığım ilk şey bir ekonomi arabasıydı.
Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.
ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen ölümlerin neredeyse yarısı
Hapishaneden çıktığımda başka bir suç işlemeye niyetim yoktu.
Tom'un favori Elvis Presley şarkısı "Jailhouse Rock."
Tom hapse girmesini istiyorum.
Bu hapishanede hapsedilmeye katlanamıyorum!
Hapisten çıktığımda, yapmak istediğim ilk şey benim favori restoranda yemek yemekti.
Hayal olmadan, kişinin zihni bir hapishane gibidir.
Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.
Tom'un hapishaneden çıkmasını hiç beklemiyordum.
Eğer itiraf etmezsen Tom işlemediği bir suçtan hapse girecek
O otuz yıl önce hapishaneden kaçtı ve o zamandan beri sırra kadem bastı.
Hakim onu beş yıllık bir hapis cezasına çarptırdı.
Alkollü araç sürme suçunu kabul ettikten sonra geçen yıl beş gün hapishanede yattı.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.