Examples of using "Salas" in a sentence and their turkish translations:
Kütüphaneler, konser salonları,
bizim zamanımızda atari salonları vardı
Bu şehirde bir sürü sinema var.
Güç acaba yalnızca yönetim kurulu odalarında,
şimdilerde internet kafe var playstation salonları var
Sigara içmek, restoranın her bölümünde yasaktır.
Öğrencilerin okuldan sonra sınıflarını temizlediğini gördüm.
atariler ve onların ardından internetin yükselmesiyle
Üç ay sonra muayene odaları arasında tek bastonla yürüyebiliyordum.
yüksek olan bir ev kadar geniştir demek gibi.
Televizyon ve VHS, sporu ve dramayı salonumuza getirdi.