Translation of "Hubo" in Turkish

0.058 sec.

Examples of using "Hubo" in a sentence and their turkish translations:

Hubo disparos.

Silah sesleri vardı.

- Hubo un terremoto ayer.
- Ayer hubo un terremoto.

Dün bir deprem oldu.

Hubo quienes dijeron

diyenler vardı ya

¿Hubo mucho tráfico?

Çok fazla trafik var mıydı?

Hubo una pelea.

Bir kavga vardı.

Hubo una explosión.

Bir patlama vardı.

¿Hubo alguna causa?

Bir sebebi var mıydı?

¿Cuántos sobrevivientes hubo?

Kaç tane kurtulan vardı?

No hubo violencia.

Hiç şiddet yoktu.

Hubo una carnicería.

Katliam vardı.

Hubo un juicio.

Bir duruşma vardı.

Hubo un obstáculo.

Bir aksaklık vardı.

No hubo errores.

Hiç hata yoktu.

No hubo respuesta.

Hiç cevap yoktu.

Hubo un silencio.

Bir sessizlik vardı.

Hubo un accidente.

Bir kaza vardı.

Hubo juego sucio.

Bu bir suikasttı.

No hubo agresión.

Saldırı yoktu.

Hubo numerosas víctimas.

Çok sayıda kurban vardı.

¿Cuántas víctimas hubo?

Orada kaç tane kurban vardı?

Pero hubo otras razones,

Elbette başka sebepler de vardı

Y hubo algunos ajustes,

Bir takım ayarlamalar vardı,

Hubo un incendio cerca.

Yakında bir yangın patlak verdi.

Hubo cinco incendios anoche.

Dün gece beş yangın vardı.

Hoy no hubo nubes.

Bugün bulutlar yoktu.

Hubo un silencio inquietante.

Ürkütücü bir sessizlik vardı.

Ayer hubo luna llena.

- Dün bir dolunay vardı.
- Dün dolunay vardı.

- Todos se alegraron.
- Hubo un vitoreo general.
- Hubo una aclamación colectiva.

Herkes alkışladı.

Cuando hubo tiempo para actuar.

bir şey yapmadınız diye sorarlar.

Hubo gritos y mucha indignación.

Çok fazla bağırış ve öfke vardı.

hubo personas que tenían dinero

yine ağalık düzeni vardı parası olan insanlar vardı

hubo un triste ataque terrorista

o üzücü terör saldırısı yaşandı

Anoche hubo una helada terrible.

Dün gece sert dondu.

Hubo un terremoto esta mañana.

- Bu sabah bir deprem oldu.
- Bu sabah bir deprem vardı.

Hubo dos asesinatos este mes.

Bu ay iki cinayet vardı.

Anoche hubo un gran terremoto.

Geçen gece büyük bir deprem oldu.

De repente hubo una explosión.

Aniden bir patlama oldu.

Hubo daños a las tuberías.

Boruda hasar vardı.

¿Y de ahí, qué hubo?

Selam, ne var ne yok?

Afortunadamente, no hubo ningún herido.

Neyse ki, kimse yaralanmadı.

Hubo odio entre nosotros entonces.

- O zaman aramızda nefret vardı.
- O zaman aramızda düşmanlık vardı.

No hubo testigos del crimen.

Suçla ilgili hiçbir tanık yoktu.

Hubo silencio por un momento.

Bir an bir sessizlik vardı.

Hubo contiendas en las calles.

Sokaklarda savaş vardı.

Hubo un gran incendio anoche.

Dün gece büyük bir yangın vardı.

hubo quienes nunca aprendieron a leer.

hiç okumayı öğrenmemiş insanlar vardı.

hubo cosas que criticó de nuevo

yine eleştirdiği şeyler vardı

hubo quienes afirmaron que era plano

düz olduğunu tarih'te iddaa edenler vardı

Pero no hubo respuesta de Fabius.

Fakat Fabius'tan cevap gelmedi.

Hubo mucha nieve el invierno anterior.

Geçen kış çok kar vardı.

Hubo una convención el mes pasado.

Geçen ay bir kongre vardı.

Hubo un desafortunado incidente en casa.

Evde şanssız bir kaza vardı.

Hubo poca asistencia a la conferencia.

Birkaç kişi konferansa geldi.

Hubo un gran terremoto en Tokio.

Tokyo'da büyük bir deprem oldu.

Alguna vez hubo un puente aquí.

Bir zamanlar burada bir köprü vardı.

Hubo diez accidentes en diez días.

On günde on kaza oldu.

El año pasado hubo mucha nieve.

Geçen yıl çok kar vardı.

No hubo respuesta a mi pregunta.

Sorum için hiçbir yanıt yoktu.

¿Cuánta gente hubo en la reunión?

Toplantıda kaç kişi vardı?

Hubo una crisis financiera en 2009.

2009 yılında mali bir kriz vardı.

Hubo un gran terremoto en Haití.

- Haiti'de büyük bir deprem vardı.
- Haiti'de büyük bir deprem oldu.

Intenté ayudarle, pero no hubo manera.

Ona yardımcı olmaya çalıştım ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Hubo un baile en nuestro centro.

Kulübümüzde bir dans vardı.

- No hubo supervivientes.
- No había supervivientes.

Hiç hayatta kalan yoktu.

Hubo mucha gente en el estadio.

Stadyumda bir sürü insan vardı.

Hubo un accidente de tráfico ayer.

Dün bir araba kazası vardı.

No hubo ninguna duda al respecto.

O konuda hiçbir sorun yoktu.

Por unos momentos, hubo completo silencio.

Birkaç dakikalığına, tam bir sessizlik vardı.

Allí hubo un accidente de tráfico.

Orada bir trafik kazası oldu.

Una vez hubo aquí una iglesia.

Burada bir zamanlar bir kilise vardı.

- Ayer hubo un gran terremoto en India.
- Ayer hubo un gran terremoto en la India.

Dün Hindistan'da büyük bir deprem oldu.

Hubo una pausa y la escucho gritar,

Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:

hubo en este barrio una reunión vecinal.

bu mahallede bir halk toplantısı yapıldı.

hubo salas de juegos en nuestro tiempo

bizim zamanımızda atari salonları vardı

Hubo un gran ruido de esta explosión

bu patlamadan öyle büyük bir ses çıktı ki

No hubo muchos cambios en nuestra cultura.

Bizim kültürümüzde çok da fazla değişiklik olmadı

hubo un momento clave en el que…

korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı

Hubo una tormenta violenta en el mar.

Denizde şiddetli bir fırtına vardı.

Hubo un fuego en esta ciudad anoche.

Dün gece bu şehirde bir yangın vardı.

Por supuesto, hubo conciertos en la ciudad.

Tabii ki, kasabada konserler vardı.

No hubo ningún error por su parte.

Onun rolünde hiç hata yoktu.

- ¿Hubo una autopsia?
- ¿Se realizó una autopsia?

Bir otopsi var mıydı?

El año pasado hubo una mala cosecha.

Geçen yıl kötü bir hasat vardı.

Hubo un silencio incómodo cuando él apareció.

O göründüğünde garip bir sessizlik vardı.

Anoche hubo un incendio en el vecindario.

Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.

Hace mucho tiempo, hubo un joven hombre.

Uzun zaman önce, genç bir adam vardı.

- Eres un fracaso.
- Hubo un naufragio anoche.

- Sen bir başarısızlıksın.
- Fiyaskosun.

Anoche hubo un descenso repentino de temperatura.

Dün gece sıcaklıkta ani bir düşüş oldu.

Hubo un gran incendio en la tienda.

- Depoda büyük bir yangın vardı.
- Mağazada büyük bir yangın vardı.