Examples of using "Ramas" in a sentence and their turkish translations:
Dalları kırma.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Sadece yapraklar ve dallar var.
Ağaçları sarmalaması
Ne düşünüyorsunuz? Çamur mu, dal mı? Karar sizin.
Bir sincap dalların arasında saklandı.
Kedi dalların arasında saklandı.
Bir sincap dalların içinde saklandı.
Ağaçtan birkaç dal kesti.
Tom elma ağacından bazı dallar kesti.
alt dallarında binlerce çeşit vardır
Bir de ladin dallarıyla çevreleyeceğiz.
Esasen bu renkleri dallar gibi görüyorsunuz.
Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.
Kokulu dışkıların bir mesajı var. "Bu dallar sahipli."
Ya da dalları kullanarak kendi şeklimi değiştirmeye çalışırım.
Bir topluluk hâlinde ağaçlarda ve avcılardan uzakta yaşarlar.
Uyuşturucu trafiğini, kök ve dalları ortadan kaldırmalıyız.
Birkaç dal ve bir paraşüt ipiyle yapabilecekleriniz inanılmazdır.
- Lafı ağzında geveleme.
- Saçmalama.
- Bırak bu ayakları.
Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.
...tarafından idare edilen ve boynuzlarına meşalelerin bağlanmış olduğu binlerce öküzdü.
Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.
Tanrı'nın alemi nasıl bir yer? Neyle kıyaslayacağım onu? Bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tohumu tanecikleri gibi. Büyüyüp kocaman bir ağaç oldu, ve sonra göğün kuşları dallarına misafir oldu.