Translation of "Parecer" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Parecer" in a sentence and their turkish translations:

- Puede parecer raro.
- Esto puede parecer extraño.

Tuhaf gelebilir.

Debo parecer horroroso.

Berbat görünüyor olmalıyım.

Que puede parecer agua.

Bu, su gibi görünebilir.

Quiere parecer más joven.

O daha genç görünmek istiyor.

Nadie quiere parecer idiota.

Kimse aptal gibi görünmek istemez.

No quiero parecer insensible.

Ben duyarsız görünmek istemiyorum.

Intenté no parecer decepcionado.

Hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştım.

No quería parecer tonto.

Aptal görünmek istemedim.

Trate de parecer feliz.

Mutlu görünmeye çalış.

Soy del mismo parecer.

Aynı fikri destekliyorum.

Al parecer, ella estaba enferma.

O, hastaymış gibi görünüyor.

Tom no quiere parecer tonto.

Tom aptal görünmek istemiyor.

Tom estaba intentando parecer tranquilo.

- Tom sakin görünmeye çalışıyordu.
- Tom sakin gözükmeye çalışıyordu.

Están unidas para parecer continuas.

Sahneler kesintisiz görünmesi için birbirlerine işlendi.

Estaba temeroso de parecer estúpido.

Aptal görünmekten korkuyordum.

Al parecer Jack está enfermo.

Jack hasta görünüyor.

Tom no quiere parecer débil.

Tom zayıf görünmek istemez.

Me los pongo para parecer inteligente,

Onları zeki görünmek için taktım,

parecer aburrido porque es muy importante

bakın sıkılmayın çünkü çok önemli

Al parecer el profesor estaba decepcionado.

Öğretmen hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyor.

Puede parecer extraño, pero es verdad.

Kulağa garip gelebilir ama bu doğru.

Al parecer, ella sabía el secreto.

Sırrı biliyor gibi görünüyor.

Pese a parecer imposible, es cierto.

Olanaksız geliyor ama gerçek.

Al parecer estás en lo correcto.

Görünüşe göre haklısın.

Pero antes era muy bueno, al parecer.

Belli ki eskiden baya iyiymişim gerçi.

SY: Esto puede parecer un poco extremo.

SY: Biraz uç gibi görünebilir.

¿No quieren parecer ignorantes? No hagan preguntas.

Bilgisiz görünmek istemiyor musunuz? Soru sormayın.

Puede parecer que estaba siendo demasiado dramático,

Aşırı dramatik olmuş gibi gelebilir.

Puede parecer infinito cuando miramos hacia arriba,

Yukarıya baktığımızda sonsuz gibi görünebilir

¿Es posible ser sincero sin parecer arrogante?

Biri kibirli davranmadan dürüst olabilir mi?

Al parecer no tenías que hacer eso.

Görünüyor ki onu yapmana gerek yokmuş.

Al parecer, la señora Brown es una actriz.

Bayan Brown, bir oyuncu gibi görünüyor.

Al parecer el gato quiere algo de agua.

Kedi biraz su istiyor gibi görünüyor.

Lleva zapatos de tacón para parecer más alta.

O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.

Su pelo gris la hace parecer más vieja.

Onun gri saçı onun görünüşünü daha büyük gösteriyor.

La conclusión puede parecer trivial: el esperanto existe.

Sonuç önemsiz görünebilir: Esperanto vardır.

Tom, al parecer, no sabe lo que quiere.

Tom istediğini biliyor gibi görünmüyor.

Entonces no, al parecer, no corrí con el privilegio.

Görünüşe göre ayrıcalığımı yanımda getirmedim.

De repente, empezó a parecer casi agradable y cálido.

Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.

Las transiciones como esta pueden parecer realmente obvias hoy.

Bunun gibi geçişler bugün gerçekten apaçık fark edilebilirdi.

No importa lo que digas, no cambiaré de parecer.

Ne söylersen söyle fikrimi değiştirmeyeceğim.

Los impactos del clima pueden parecer un poco más lejos,

İklime etkileri daha yolun başında görünebilir

Al parecer aturdidos, los cartagineses no logran reaccionar a tiempo.

Şaşırmış gözüken Kartacalılar, zamanında yanıt vermekte geç kalıyorlar.

Y eso me vuelve a parecer una actitud vikinga característica.

Ve yine karakteristik bir Viking tavrı

Tengo algo interesante que contarte que te podría parecer sorprendente.

Şaşırtıcı bulabileceğin sana söyleyecek ilginç bir şeyim var.

- No quiero verme más joven.
- No quiero parecer más joven.

Daha genç görünmek istemiyorum.

Era mayor que mi miedo a parecer vulnerable en el banco,

kırılgan gözükme korkumdan daha büyük olduğunu anladığımda,

Estaba planeando llamarle, pero cambié de parecer y no lo hice.

Onu aramayı planlıyordum ama fikrimi değiştirdim ve aramadım.

Podría parecer que te estás dando un regalo a ti mismo.

- Bu kendinize bir hediye veriyorsunuz gibi görünebilir.
- Bu kendine bir hediye veriyorsun gibi görünebilir.

Al parecer no hubo separación. Ellos decidieron quedarse juntos de nuevo.

Meğerse bir ayrılık yokmuş. Onlar tekrar bir arada kalmaya karar vermişler.

Si te cambiaras de peinado, podrías parecer diez años más joven.

Saçınızı değiştirseniz, 10 yıl daha genç görünebilirsiniz.

- No cambies de parecer tan seguido.
- No cambies de opinión tan a menudo.

Fikrini çok sık değiştirme.

Ella puede pasar por una pequeña grieta. Y, al parecer, el cangrejo la percibió

Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu

- Pon buena cara.
- ¡A ver esa sonrisa!
- Intenta parecer contento.
- Pon cara de felicidad.

Mutlu görünmeye çalış.

Se me da muy bien parecer organizado, aunque la realidad sea un poco diferente.

Gerçek biraz farklı olmasına rağmen düzenli görünmede çok iyiyim.

No temas, al principio puede parecer intimidante, pero él es realmente una persona muy amigable.

Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

Quien, a sus ojos, lo había hecho parecer tonto frente al Emperador. Soult ignoró el desafío.

gösteren Mareşal Soult ile bir düello yapmak istedi . Soult meydan okumayı görmezden geldi.

Toda la gente alabó al traje del emperador sin verlo para no parecer estúpida, hasta que un niño dijo: “¡Pero el rey va desnudo!”

İnsanların hepsi küçük bir çocuk "İmparator çıplak!" deyinceye kadar aptal görünmemek için ona gerçeği söylemeden imparatorun giysilerini övdü.