Translation of "Pájaros" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Pájaros" in a sentence and their turkish translations:

- Los pájaros cantan.
- Los pájaros están cantando.

Kuşlar şakıyorlar.

- Los pájaros tenían hambre.
- Los pájaros estaban hambrientos.

Kuşlar açtı.

Estos son pájaros.

Bunlar kuştur.

Los pájaros vuelan.

- Kuşlar uçar.
- Kuşlar uçarlar.

Los pájaros cantaban.

Kuşlar öttü.

Los pájaros hambrientos estaban comiendo del alimentador para pájaros.

Aç kuşlar kuş besleyiciden yiyorlardı.

Los pájaros e insectos,

Kuşlar, böcekler

Los pájaros tienen alas.

Kuşların kanatları vardır.

Los pájaros construyen nidos.

Kuşlar yuva yapar.

Los pájaros son rojos.

Kuşlar kırmızı.

Los pájaros toman agua.

Kuşlar su içer.

¿Has visto algunos pájaros?

Hiç kuş gördün mü?

Los pájaros cantan alegremente.

Kuşlar neşeyle cıvıldıyor.

Ciertos pájaros no vuelan.

Bazı kuşlar uçmaz.

- Maté dos pájaros de un tiro.
- Matar dos pájaros con un solo tiro.
- Matar dos pájaros con una piedra.

Bir taşla iki kuş.

En muchas especies de pájaros

Ayrıca çoğu kuş türünde

Los pájaros vuelan distancias largas.

Kuşlar uzak yerlere uçarlar.

Los pájaros tienen buena vista.

Kuşların keskin bir görme gücü vardır.

Él sabe cómo atrapar pájaros.

O, kuşları nasıl yakalayacağımı biliyor.

¿Todos los pájaros pueden volar?

Bütün kuşlar uçabilir mi?

¿Oyes cantar a los pájaros?

Kuşlar cıvıldıyor, duyuyor musun?

Algunos pájaros no pueden volar.

Bazı tür kuşlar uçamaz.

Los pájaros afuera están cantando.

Dışardaki kuşlar şarkı söylüyorlar.

- Los pájaros cantaban en los árboles.
- Los pájaros solían cantar en los árboles.

Kuşlar ağaçlarda öterdi.

Los pájaros cantaban en el bosque.

- Kuşlar ormanda şarkı söylüyorlardı.
- Kuşlar ormanda ötüyorlardı.
- Kuşlar ötüyorlardı ormanda.

¿No has visto a mis pájaros?

Kuşlarımı görmedin mi?

Matar dos pájaros de un tiro.

Bir taşla iki kuş vurmak.

Tom cuida bien de los pájaros.

Tom kuşlara iyi bakar.

No todos los pájaros pueden volar.

Tüm kuşlar uçamaz.

No todos los pájaros pueden cantar.

Her kuş ötemez.

Los pájaros cantaban en los árboles.

Kuşlar ağaçların arasında ötüşüyorlardı.

Los pájaros cantan en los árboles.

Kuşlar ağaçlarda ötüyor.

Mama gato vino de cazar pájaros.

Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.

Él tiene pájaros en la cabeza.

- O sersem.
- O, sersemdir.
- O alıktır.

No hay pájaros en este bosque.

Bu ormanda hiç kuş yok.

Por favor, libera los pájaros capturados.

Lütfen yakalanan kuşları serbest bırakın.

Las palomas blancas son pájaros bonitos.

Beyaz güvercinler güzel kuşlardır.

Algunos de los pájaros no volaban.

Kuşlardan bazıları uçamadı.

Me gusta observar a los pájaros.

Kuşları gözlemlemekten hoşlanırım.

Mirar pájaros salvajes es muy divertido.

Yaban kuşlarını izlemek çok eğlenceli.

A ella le gusta mirar pájaros.

Kuşları izlemekten hoşlanır.

Los árboles estaban llenos de pájaros.

Ağaçlar kuşlarla doluydu.

Hay muchos pájaros en este bosque.

Bu ormanda bir sürü kuş var.

Hay muchos pájaros en este parque.

Bu parkta birçok kuş vardır.

Una bandada de pájaros está volando.

Bir kuş sürüsü uçuyor.

Los pájaros vuelan por el cielo.

Kuşlar gökyüzünde uçarlar.

Tom escribió un libro sobre pájaros.

Tom kuşlar hakkında bir kitap yazdı.

- Esta niña pequeña dejó escapar a los pájaros.
- Esta chiquita dejó escapar a los pájaros.

Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.

O sea, una nube de pájaros enorme.

Buna büyük bir kuş bulutu da denilebilir.

En otoño muchos pájaros emigran al sur.

Sonbaharda birçok kuş güneye göç eder.

Muchas clases de pájaros viven en Japón.

- Japonya'da birçok kuş türü yaşar.
- Japonya'da birçok kuş türü yaşıyor.

El repentino ruido dispersó a los pájaros.

Ani ses kuşları dağıttı.

Los pájaros en la jaula son canarios.

Kafesteki kuşlar kanaryadır.

Los pájaros aprenden a volar por instinto.

Kuşlar içgüdüyle uçmayı öğrenirler.

Los pájaros cantan temprano por la mañana.

Kuşlar sabah erken öterler.

Él estudió el vuelo de los pájaros.

Kuşların uçuşunu okudu.

Los pájaros siempre vuelven a su nido.

Kuşlar her zaman yuvalarına dönerler.

Las palomas blancas son unos bonitos pájaros.

Beyaz güvercinler güzel kuşlardır.

En invierno, debemos alimentar a los pájaros.

Kışın, kuşları beslemeliyiz.

Derribé dos pájaros con una sola piedra.

Bir taşla iki kuş öldürdüm.

Había cientos de pájaros en el lago.

Gölün üzerinde yüzlerce kuş vardı.

Los pájaros están cantando en los árboles.

Kuşlar ağaçlarda ötüyorlar.

Los pájaros hacen sus nidos en árboles.

Kuşlar, yuvalarını ağaçlara yaparlar.

El canto de los pájaros es agradable.

Kuşların şarkısı hoş.

Así mato dos pájaros de un tiro.

- Bu yolla bir taşla iki kuş öldürürüm.
- Bu yolla bir taşla iki kuş vururum.

Los pájaros abandonaron sus nidos de inmediato.

Derhal kuşlar yuvalarını terk ettiler.

Los pájaros estaban cantando en el cielo.

Kuşlar gökyüzünde ötüyorlardı.

No hagas ruido o espantarás a los pájaros.

Herhangi bir gürültü yapmayın yoksa kuşları korkutup kaçıracaksınız.

Las grullas son unos pájaros grandes y hermosos.

Turnalar büyük güzel hayvanlardır.

Vi muchos pájaros volando en dirección al sur.

Güneye doğru uçan bir sürü kuş gördüm.

A las personas no les gustan los pájaros.

İnsanlar kuşları sevmiyorlar.

Los pájaros vuelan al sur en el invierno.

- Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
- Kuşlar kışın güneye uçarlar.

Los pájaros se fueron volando hacia el sur.

Kuşlar güneye uçtu.

Yo vi muchos pájaros ayer por la mañana.

Dün sabah çok sayıda kuş gördüm.

Tom le está tirando piedras a los pájaros.

Tom kuşlara taş atıyor.

¿Cómo puedo prevenir que mi gato mate pájaros?

Kedimin kuşları öldürmesini nasıl önleyebilirim?

Hay pájaros cantando dentro de la jaula, ¿no?

Kafeste öten kuşlar var, değil mi?

Matar a dos pájaros con un solo tiro.

Bir taşla iki kuş öldür.

- Los pájaros tienen alas.
- Un pájaro tiene alas.

Bir kuşun kanatları vardır.

Si pudiera, liberaría a todos los pájaros enjaulados.

Eğer yapabilsem, kafesli kuşların özgürce uçmasına izin veririm.

Por lo que observaremos la anatomía de los pájaros,

Böylece dinozorların öz torunlarını,

Vi una bandada de pájaros volando en el aire.

Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.

El niño observó los pájaros durante todo el día.

Çocuk bütün gün kuşları gözlemledi.

Tom quiere alimentar a los pájaros en el parque.

Tom parkta kuş beslemek istiyor.

Él abrió la jaula y liberó a los pájaros.

Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.

Los pájaros usualmente se levantan temprano por la mañana.

Kuşlar genellikle sabah erken uyanır.

¿Cuántos pájaros hay en el jardín de la escuela?

Okul bahçesinde kaç tane kuş vardır?

Muchos pájaros vuelan en otoño hacia tierras más cálidas.

Sonbaharda, birçok kuş daha sıcak ülkelere uçar.

Aquí y allá cantan los pájaros en el parque.

Parkta kuşlar burada şurada ötüyorlar.