Translation of "Olvidar" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Olvidar" in a sentence and their turkish translations:

Bebo para olvidar.

- Unutmak için içiyorum.
- Efkâr dağıtmak için içiyorum.

¿Cómo podría olvidar eso?

Bunu nasıl unutabilirsiniz?

No la puedo olvidar.

Onu unutamam.

Eres propenso a olvidar.

Unutkanlığa yatkınsın.

Él trabaja para olvidar.

O unutmak için çalışır.

Prefiero olvidar el pasado.

Geçmişi unutmayı tercih ederim.

No te puedo olvidar.

Seni unutamıyorum.

No me quiero olvidar.

Unutmak istemiyorum.

No quiero olvidar nada.

Bir şey unutmak istemiyorum.

No lo puedo olvidar.

Onu unutamıyorum.

- ¿Es más difícil perdonar u olvidar?
- ¿Es más duro perdonar u olvidar?

Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?

No debemos olvidar nuestra promesa.

Sözümüzü unutmamalıyız.

Te puedes olvidar de eso.

Onu unutabilirsin.

Me gustaría olvidar todo eso.

Her şeyi unutmak istiyorum.

¿Puedes olvidar tu lengua materna?

Ana dilini unutabilir misin?

¿Cómo puedo olvidar aquellos días?

O günleri nasıl unutabilirim?

No puedo olvidar a Tom.

Tom'u unutamıyorum.

No puedo olvidar su amabilidad.

Onun nezaketini unutamam.

Tom quería olvidar a Mary.

Tom, Mary'yi unutmak istedi.

Él dice que bebe para olvidar.

O, unutmak için içtiğini söylüyor.

Tom no puede olvidar a Mary.

Tom, Mary'yi unutamıyor.

Soy propenso a olvidar los nombres.

İsimleri unutmaya eğilimliyim.

Es necesario olvidar este mal año.

İnsan bu kötü yılı unutmak zorunda.

Queríamos hacer algo que nunca pudiéramos olvidar,

Bir şeyler yapmak istedik, hiç unutmadığımız bir şeyler,

A veces se puede atascar y olvidar

bazen takılma ve unutma olabiliyor

No puedo olvidar así mi dinero robado.

Çalınan paradan vazgeçmeyeceğim.

No puedo olvidar el rostro de Taninna.

Taninna'nın yüzünü unutamam.

Tom dijo que quería olvidar a Mary.

Tom Mary'yi unutmak istediğini söyledi.

¿Por qué según envejecemos tendemos a olvidar cosas?

Neden yaşlandıkça bir şeyleri unutmaya daha yatkınız?

Me gustaría olvidar hasta que todo eso ocurrió.

Şimdiye kadar olan her şeyi unutmak istiyorum.

No puedo olvidar el perfume de sus cabellos.

Onun saçının kokusunu unutamıyorum.

Él suele olvidar su paraguas en el tren.

O, şemsiyesini trende unutmak eğilimindedir.

Fue descuidado de tu parte olvidar tu tarea.

- Ödevini unutman ihmalkarlıktı.
- Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.

Nunca me voy a olvidar de esta experiencia.

Bu deneyimi asla unutmayacağım.

Tom no podría olvidar a Mary aunque quisiera.

Tom istese de Mary'yi unutamadı.

Tom dijo que quería olvidar lo que había pasado.

Tom olanları unutmak istediğini söyledi.

Tom nunca pudo olvidar el horror de la guerra.

Tom savaş terörünü asla unutamadı.

Por más que lo intente, no puedo olvidar aquel beso.

Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, o öpücüğü unutamam.

No debes olvidar que ella es tan joven como tú.

Onun senin kadar genç olduğunu unutmamalısın.

No puedes olvidar que él es tan joven como tú.

Onun senin kadar genç olduğunu unutamazsın.

Te voy a enseñar una lección que no vas a olvidar.

Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.

Leemos para perdernos, para olvidar los tiempos difíciles en los que vivimos,

Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak

Que quiere olvidar algunas cosas o incluso no ser recordado en absoluto

işte o bazı şeyleri unutmak isteyen hatta hiç hatırlanmamasını isteyen

Hoy en día somos propensos a olvidar los beneficios de la naturaleza.

Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz.

De seguro te vas a olvidar antes de que lleguemos a casa.

Biz eve varmadan önce sen kesinlikle bunu unutacaksın.

¿Por qué no logro acordarme del nombre de la chica que intento olvidar?

Neden unutmaya çalıştığım kızın ismini hatırlayamıyorum?

- Es un espectáculo que no olvidará.
- Es un espectáculo que no va a olvidar.

Bu unutmayacağın bir manzara.

Algo que un hombre casado jamás debe olvidar es el aniversario de su boda.

Evli bir adamın asla unutmaması gereken bir şey onun evlilik yıl dönümüdür.

¿Por qué no puedo recordar el nombre de la chica que estoy tratando de olvidar?

Neden unutmaya çalıştığım kızın adını hatırlayamıyorum.

Después de años de sufrimiento, ella finalmente decidió olvidar el pasado y comenzar una nueva vida.

Yıllarca acı çektikten sonra, nihayet geçmişi unutmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verdi.

- Nunca voy a olvidar el día que nos encontramos por primera vez.
- Nunca olvidaré el día en que nos conocimos.

İlk tanıştığımız günü asla unutmayacağım.

Tiene un diario de sueños al lado de la cama para no olvidar los sueños que tiene y después analizarlos.

Gördüğü rüyaları unutmamak ve daha sonra analizini yapmak için yatağının yanında bir rüya günlüğü tutuyor.

- Deberías tener en cuenta que ella es mucho más joven que tú.
- No deberías olvidar que es más joven que tú.

Onun senden daha genç olduğunu unutmamalısın.