Examples of using "Molesto" in a sentence and their turkish translations:
Rahatsız ediyor muyum?
O sinir bozucu.
Üzgün görünüyorsun.
Çok can sıkıcı bir durum aslında
Gerçekten can sıkıcısın.
Bu can sıkıcı.
Rahatsız mısın?
Tom çok üzgün görünüyor.
Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
- Bu çok can sıkıcı.
- Bu çok sinir bozucu.
Tom gerçekten can sıkıcı.
Tom gerçekten üzgün.
Hâlâ üzgün görünüyorsun.
Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
- O can sıkıcı değil mi?
- Canını sıkmıyor mu?
Patron çok üzgün.
O ne hakkında çok öfkeli?
Artık canını sıkmayacağım.
Tom hüzünlü ve üzgündü.
Tom, Mary'ye kızgın.
Kimsenin sinirini bozmuyorum, değil mi?
Sana hiçbir şekilde kızgın değilim.
Hatta sinir bozucu. Bir çok kişinin sinirleri bozuldu.
Bana kızgın olmadığını umuyorum.
Benim için yüksek sesle müzik dinlemek can sıkıcı.
sabırsızlanarak sabah uyanıp yatağından kalkmaz öyle değil mi?
Keman taşıyan adam üzgün görünüyordu.
Tom gerçekten sinirli.
Bu gürültü sinir bozucu.
ve bir türlü geçmeyen sürekli bir sırt ağrısı başladı.
son zamanlarda bu Zoom meselesi aşırı şekilde can sıktı
İşe yaramaz bir gösteri çünkü özünde bu bir bulmaca.
İnsanlar iş yerlerinde cinsel ilişkide bulunduğunda, bu can sıkıcıdır.
Tom biraz üzgündü.
Bu numarayı neden işe yaramaz bulduğumu açıklayayım.
Öğretmen gerçekten üzgündü ve Johnny'yi sınıftan attı.
Tom, Noel'i hastanede geçirmekten çok mutsuzdu.
- Sizi rahatsız ediyor muyum?
- Rahatsız ediyor muyum?
Herkes üzgündü.
Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı!
Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin.
Arkadaşlarım her zaman benim sakin olduğumu söyler fakat ailem her zaman can sıkıcı olduğumu söyler.
Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.