Examples of using "Recibí" in a sentence and their turkish translations:
Mektubunu dün aldım.
bir telefon geldi.
Bir davetiye aldım.
bana tanı koyulduğunda
Ben bu kitabı boşuna aldım.
Dün onun mektubunu aldım.
Ben parayı asla almadım.
Önceki gün mektubunu aldım.
Dün mesajını aldım.
Ben sıcak bir karşılama aldım.
Dün maaşımı aldım.
Mektubunu dün aldım.
Kanserimi eteri yağlarla nasıl iyileştireceğime dair
Doğum günü hediyemi aldım.
Garip bir e-posta aldım.
Ondan bir çağrı aldım.
Ondan bir mektup aldım.
Tom'dan bir telefon çağrısı aldım.
Bu sabah ondan bir telefon aldım.
Bir de, bir gülen yüzüm var.
Onu merhamet ve anlayışla karşıladım
Üç ay sonra bir e-posta aldım.
Binlerce mektup ve e-posta aldım.
Hediye olarak bir Playstation Vita aldım.
Dün ödememi aldım.
Bugün okuldan arandım.
Üç ay sonra bir mektup aldım.
Bugün geçmişten bir haber aldım.
Kız kardeşimden bir mektup aldım.
Erkek kardeşimden bir mektup aldım.
Birkaç önce onun mektubunu aldım.
Bugün evden kötü haber aldım.
İngilizce yazılmış bir mektup aldım.
- Birkaç gün önce faksını aldım.
- Geçen gün faksını aldım.
Bir arkadaşımdan mektup aldım.
Bir arkadaşımdan biraz yardım aldım.
Tom'dan bu sabah bir e-posta aldım.
Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.
Onun ulaştığını bana bildiren bir mektup aldım.
Ondan bir mektup bile almadım.
Dün İngilizce yazılmış bir mektup aldım.
Bir hafta önce yazılmış bir mektup aldım.
Mektubunu aldım.
Anne ve babamdan uzun bir mektup aldım.
Birkaç ay sonra, bir e-posta aldım,
Geçen haftaya kadar yanıt almadım.
Ondan bir mektup bile almadım.
Herkesten bir veda hediyesi aldım.
Sütyen ölçümle ilgili bazı sorular aldım.
Dün eski bir arkadaştan bir mektup aldım.
Doğum günü partisine bir davetiye aldım.
Japonya'daki bir arkadaşımdan bir mektup aldım.
Eleştiri ve toksiklikten payımı aldım.
Çeki alır almaz bankaya gittim.
Ben hiç tanımadığım bir kişiden mektuplar aldım.
Bir cevap almadığım için, ona tekrar yazdım.
Ben sonunda haftalardır beklediğim çağrıyı aldım.
Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.
Ben de bir ödül kazandım.
Japonya'daki arkadaşlarımın birinden bir mektup aldım.
O, bir mesaj aldığım kadın.
Londra'daki bir arkadaşımdan bir mektup aldım.
Evimden ayrılmak üzereyken ondan bir telefon görüşmesi aldım.
Haber bana Hashimoto tarafından anlatıldı.
Bana babamın ölümünü bildiren telefon konuşmasını aldığımda tamamen telaşlanmıştım.