Examples of using "Liberar" in a sentence and their turkish translations:
Fakat hiçbiri işe yaramadı.
O onlara tutukluyu serbest bırakmasını emretti..
Mahkumları bugün serbest bırakamayız.
- Onlara mahkumları bırakmalarını emretti.
- Mahkumları bırakmalarını emretti.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
Bu hayvanları kafesten serbest bırakmalısın.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
ama ben insanları serbest bırakmanın, gerçekten etkileşime girmeleri
Yumurtalarını bıraktıktan sonra onları yakalayarak... ...çoğalmalarına pek engel olmazlar.