Translation of "Levantó" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Levantó" in a sentence and their turkish translations:

- No se levantó temprano.
- No se levantó pronto.

O erken kalkmadı.

Ella se levantó.

O, ayağa kalktı.

Él se levantó.

Ayağa kalktı.

Tom se levantó.

Tom kalktı.

- Se levantó de su sitio.
- Se levantó de su asiento.

O, koltuğundan kalktı.

Él levantó las manos.

O, ellerini kaldırdı.

Ella se levantó tarde.

O geç kalktı.

El telón se levantó.

Perde kalktı.

Ella levantó las manos.

O ellerini kaldırdı.

Ella levantó la mano.

O elini kaldırdı.

Tom levantó un dedo.

Tom bir parmak kaldırdı.

No se levantó pronto.

O erken kalkmadı.

Jim levantó la mano.

Jim elini kaldırdı.

Tom levantó 3 dedos.

- Tom üç parmağını kaldırdı.
- Tom üç parmağını gösterdi.

Tom levantó a Mary.

Tom, Mary'yi aldı.

Tom levantó sus manos.

Tom ellerini havaya kaldırdı.

Él levantó las cejas.

Kaşlarını kaldırdı.

Ella levantó la cabeza.

O, başını kaldırdı.

Se levantó la niebla.

Sis kalktı.

Tom levantó su mano.

Tom elini kaldırdı.

El estudiante levantó la mano.

Öğrenci elini kaldırdı.

La estudiante levantó la mano.

Öğrenci elini kaldırdı.

Tom levantó cuidadosamente la caja.

Tom kutuyu dikkatle kaldırdı.

Viendo eso, él se levantó.

Onu görünce ayağa kalktı.

Una mujer se levantó repentinamente.

Aniden, genç bir kadın ayağa kalktı.

Tom se levantó de nuevo.

Tom tekrar ayağa kalktı.

Tom levantó su mano derecha.

Tom sağ elini havaya kaldırdı.

Él levantó lentamente la pistola.

O, yavaşça silahı kaldırdı.

Él se levantó temprano esta mañana.

O bu sabah erken kalktı.

Tom se levantó con gran cuidado.

Tom büyük özenle kalktı.

Se levantó antes que de costumbre.

O, her zamankinden daha erken kalktı.

Ella levantó su cabeza con valentía.

O cesur bir şekilde başını dik tuttu.

Él se levantó de la silla.

O, sandalyesinden ayağa kalktı.

Tom se levantó de la mesa.

Tom masadan kalktı.

Tom se levantó de su taburete.

Tom taburesinden kalktı.

Tom se levantó de su asiento.

Tom koltuğundan kalktı.

Él se levantó y se marchó.

- Kalkıp gitti.
- O kalktı ve gitti.

Él la levantó a la cama.

O onu yatağa kaldırdı.

Tom levantó la reina de picas.

- Tom maça kraliçesini kaldırdı.
- Tom maça kızı çekti.

- Levantó el baúl para hacer alarde de su fuerza.
- Levantó el baúl para ostentar su fuerza.

O, gücünü göstermek için bağajı kaldırdı.

Cuando David levantó la vista y dijo:

David bana baktı ve şöyle dedi:

El coche levantó una nube de polvo.

Araba toz bulutu kaldırdı.

Ella se levantó para contestar el teléfono.

Telefona cevap vermek için ayağa kalktı.

Su historia levantó la sospecha en mí.

Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.

Un ave levantó vuelo en lo alto.

Bir kuş yukarıda süzüldü.

- Levantó la mano.
- Él alzó la mano.

O elini kaldırdı.

Tomás se levantó a las 7:00.

Tom 7.00'de kalktı.

Levantó un buen negocio en poco tiempo.

Kısa sürede iyi bir iş kurdu.

El pueblo se levantó contra los invasores.

İnsanlar işgalcilere karşı yükseldi.

Tom levantó su mirada hacia el firmamento.

Tom yıldızlı gökyüzüne baktı.

Se levantó el sombrero cuando me vio.

O beni gördüğünde şapkasını kaldırdı.

El policía levantó la caja con cuidado.

Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.

Ella se levantó para contestar al teléfono.

O, telefona cevap vermek için kalktı.

- Bill se levantó temprano para coger el primer tren.
- Bill se levantó temprano para tomar el primer tren.

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.

Él se levantó a las cinco como siempre.

O, her zamanki gibi saat beşte kalktı.

Fue por eso que él se levantó temprano.

O bu yüzden erken kalktı.

- Él se puso de pie.
- Él se levantó.

- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.

Tom se levantó y empezó limpiando la mesa.

Tom kalktı ve masayı temizlemeye başladı.

María levantó el colchón para cambiar las sábanas.

Mary çarşafları değiştirmek için döşekleri kaldırdı.

Él levantó la mano para hacer una pregunta.

Bir soru sormak için elini kaldırdı.

Se levantó a las 7 de la mañana.

O, sabah yedide kalktı.

Ella se levantó y caminó hacia la ventana.

Ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.

John se levantó mucho antes que de costumbre.

John, her zamankinden çok erken kalktı.

Takeshi levantó la mano para hacer una pregunta.

Takeshi bir soru sormak için elini kaldırdı.

Tom no levantó ni un dedo para ayudar.

Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.

Cuando ella entró en la habitación, él se levantó.

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

El hombre levantó la mano para hacer una pregunta.

Adam bir soru sormak için elini kaldırdı.

Guillermo se levantó temprano para coger el primer tren.

Bill ilk treni yakalayabilsin diye erkenden kalktı.

Él levantó la mano para parar a un taxi.

O bir taksi durdurmak için elini kaldırdı.

Él levantó el automóvil gracias a su fuerza excepcional.

O, olağanüstü gücüyle arabayı kaldırdı.

Él se levantó a las ocho de la mañana.

O, sabah sekizde kalktı.

Bill se levantó tan temprano, que cogió el primer tren.

Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.

- El taxi recogió dos pasajeros.
- El taxi levantó dos pasajeros.

Taksi iki yolcu aldı.

Ella se levantó temprano para ver la salida del sol.

Gündoğumunu görmek için erken kalktı.

La niña levantó su cara, aún húmeda por las lágrimas.

Kız, göz yaşlarıyla hâlâ ıslak yüzünü kaldırdı.

Tom vio el diario en el piso y lo levantó.

Tom gazeteyi yerde gördü ve onu aldı.

Tom levantó la copa y dijo, "¡Por la feliz pareja!"

Tom kadehini kaldırdı ve "mutlu çifte!" dedi.

Él se levantó esta mañana más temprano que de costumbre.

O, bu sabah her zamankinden daha erken kaktı.

Ella levantó la mano para que se detuviera el autobús.

Otobüsün durması için elini kaldırdı.

En medio de la discusión se levantó y se fue.

Tartışmanın ortasında kalktı ve gitti.

Mi hermano perdió el tren porque se levantó demasiado tarde.

Kardeşim geç kalktığı için treni kaçırdı.

Y los pilotos dicen que no levantó la nariz del avión

ve pilotların özellikle uçağın burnunu kaldırmadığını söylüyor

Un estudiante levantó la mano cuando el profesor acabó de leer.

Öğretmen okumayı bitirdiğinde bir öğrenci elini kaldırdı.

- ¿A qué hora te levantaste?
- ¿A qué hora se levantó usted?

Ne zaman kalktın?

Uno de los estudiantes levantó la mano para hacer una pregunta.

- Öğrencilerden biri soru sormak için elini kaldırdı.
- Öğrencilerden biri soru sormak için parmak kaldırdı.

Tom se levantó y entonces todos los demás se levantaron también.

Tom ayağa kalktı ve sonra diğer herkes de ayağa kalktı.

Se levantó a las seis y se fue a las siete.

Altı kalktım, ve yedide evden ayrıldım.

- Él se levantó temprano esta mañana.
- Esta mañana se ha levantado temprano.

O bu sabah erken kalktı.

La mujer se levantó de la silla y miró hacia la puerta.

Kadın sandalyeden kalktı ve kapıya doğru baktı.

María se levantó más temprano en la mañana para prepararle una tarta a Tom.

Mary, Tom'a turta hazırlamak için sabah çok erken kalktı.

- La reunión se levantó a las 16.00 horas.
- La reunión terminó a las 4:00 p.m.

Toplantı 16:00'da sona erdi.

- Él levantó los ojos al cielo.
- Él alzó los ojos al cielo.
- Él miró al cielo.
- Miró al cielo.

O, gökyüzüne baktı.