Translation of "Lenguas" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Lenguas" in a sentence and their turkish translations:

- Ella habla diez lenguas.
- Habla diez lenguas.

O on dil konuşur.

Sé cuatro lenguas.

Dört dil biliyorum.

- ¿Cuántas lenguas hay en Europa?
- ¿Cuántas lenguas existen en Europa?

Avrupa'da kaç tane dil var?

- Aprender lenguas extranjeras es aburrido.
- Es aburrido aprender lenguas extranjeras.

Yabancı dilleri öğrenme sıkıcıdır.

Ella habla diez lenguas.

O on dil konuşur.

Hablo unas pocas lenguas.

Birkaç dil konuşuyorum.

Jorge habla cuatro lenguas.

Jorge dört dil konuşuyor.

Me gusta estudiar lenguas.

Dilleri çalışmayı severim.

Amo las lenguas germánicas.

Germen dillerini seviyorum.

Amo las lenguas semíticas.

- Semitik dilleri seviyorum.
- Sami dillerini severim.

Ella sabe diez lenguas.

On dil bilir.

Amo las lenguas romances.

Roman dillerini seviyorum.

- Habla diez lenguas.
- Él habla diez idiomas.
- Él habla diez lenguas.

O on dil konuşuyor.

- Él es capaz de hablar diez lenguas.
- Él sabe hablar diez lenguas.

O, on dil konuşabilir.

- En España se hablan varias lenguas.
- En España se hablan muchas lenguas.

İspanya'da birçok dil konuşulur.

Estoy aprendiendo dos lenguas extranjeras.

İki yabancı dil öğreniyorum.

Nos gusta aprender lenguas extranjeras.

Yabancı dilleri öğrenmekten hoşlanırız.

Traducimos frases a otras lenguas.

Biz, cümleleri başka dillere tercüme ediyoruz.

Mi hobby son las lenguas.

Benim hobim dillerdir.

Él sabe como enseñar lenguas.

O nasıl dil öğreteceğini biliyor.

Aprender lenguas extranjeras es aburrido.

- Yabancı dilleri öğrenme sıkıcıdır.
- Yabancı diller öğrenmek sıkıcıdır.

Me gustan las lenguas extranjeras.

Yabancı dilleri severim.

Él sabe hablar cinco lenguas.

- O beş dil konuşabilir.
- O, beş dil konuşabilir.
- Beş dil konuşabiliyor.

Tom habla dos lenguas extranjeras.

Tom iki yabancı dil konuşur.

Me encanta aprender otras lenguas.

Diğer dilleri öğrenmeyi severim.

Jorge puede hablar cuatro lenguas.

Jorge dört dil konuşabilir.

¿Qué lenguas extranjeras has aprendido?

Hangi yabancı dilleri öğrendin?

Ella puede hablar tres lenguas.

O, üç dilde konuşabilir.

Usando Tatoeba uno aprende lenguas.

Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.

- Él habla cinco lenguas.
- Él habla cinco idiomas.
- Él sabe hablar cinco lenguas.

- O beş dil konuşabilir.
- O, beş dil konuşabilir.
- Beş dil konuşabiliyor.

- Todas las lenguas del mundo son bonitas.
- Todas las lenguas del mundo son magníficas.

Dünyanın bütün dilleri güzeldir.

Hablando de lenguas extranjeras, ¿hablas francés?

Yabancı dillerden bahsederken, Fransızca konuşabilir misin?

Ella me preguntó cuántas lenguas hablaba.

Bana kaç dil konuştuğumu sordu.

Los holandeses saben hablar muchas lenguas.

Hollandalı insanlar birçok dili konuşabilir.

- ¿Qué lenguas sabes?
- ¿Qué idiomas conoces?

Hangi dilleri biliyorsun?

En España se hablan muchas lenguas.

İspanya'da birçok dil konuşulur.

Muchas lenguas toman palabras del inglés.

- Birçok dil İngilizceden kelime alır.
- Birçok dil, İngilizceden kelime ödünç alır.

La cultura destruye a las lenguas.

Kültür dilleri tahrip eder.

Encuentro las lenguas extranjeras muy interesantes.

Yabancı dilleri çok ilginç buluyorum.

¿Qué lenguas se hablan en Canadá?

Kanada'da hangi diller konuşuluyor?

Siento que hablamos dos lenguas diferentes.

İki farklı dil konuştuğumuzu hissediyorum.

¿Cuántas lenguas debería hablar un diplomático?

Bir diplomat kaç dil bilmelidir?

Las lenguas no están grabadas en piedra. Las lenguas viven a través de todos nosotros.

Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.

Que las lenguas europeas que estábamos aprendiendo,

çok daha zor olduğu için,

La novela fue traducida a muchas lenguas.

Roman birçok dile çevrildi.

No he estudiado ninguna de esas lenguas.

Dillerden herhangi birinin eğitimini yapmadım.

Las lenguas están constantemente sujetas a cambios.

Diller sürekli değişime tabidir.

Tatoeba puede ayudar a aprender lenguas minoritarias.

Tatoeba insanların azınlık dillerini öğrenmesine yardım edebilir.

Quiero añadir nuevas lenguas a mi currículo.

Özgeçmişime yeni diller eklemek istiyorum.

Él es capaz de hablar diez lenguas.

O, on dil konuşabilir.

Los niños tienen que aprender lenguas extranjeras.

Çocuklar yabancı diller öğrenmek zorundalar.

Sobre la tierra se hablan muchísimas lenguas.

Dünya üzerinde birçok dil konuşulur.

¿Cuántas lenguas se hablan en el mundo?

Yeryüzünde kaç tane dil konuşulur?

"Estudiar lenguas extranjeras es una pérdida de tiempo,

''Okulda yapabileceğiniz diğer şeylerle karşılaştırınca

Tatoeba no tiene todas las lenguas que necesito.

Tatoeba ihtiyacım olan tüm dillere sahip değil.

- Jorge habla cuatro lenguas.
- Jorge habla cuatro idiomas.

Jorge dört tane dil konuşabilir.

Yo agrego ejémplos en muchas lenguas en Tatoeba.

Tatoeba'ya birçok dilde örnek ekliyorum.

Desearía que hubiera más lenguas africanas en Tatoeba.

Keşke Tatoeba'da daha fazla Afrikalı dilleri olsa.

Desearía que hubiera más lenguas minoritarias en Tatoeba.

Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.

- Ella habla tres lenguas.
- Ella habla tres idiomas.

O üç dil konuşuyor.

Hay más de 4000 lenguas en el mundo.

Dünyada 4000'in üzerinde dil vardır.

- ¡Me gustan las lenguas!
- ¡Me gustan los idiomas!

Dilleri seviyorum.

Una sonrisa es igual en todas las lenguas.

Gülümseme, her dilde aynıdır.

Prefiero aprender lenguas que tengan una larga historia.

Uzun bir tarihçesi olan dilleri öğrenmeyi tercih ederim.

- ¿Cuántas lenguas hablas bien?
- ¿Cuántos idiomas hablas bien?

Kaç tane dili iyi konuşursun?

Estamos reuniendo frases y sus traducciones en otras lenguas.

Cümleleri ve bunların diğer dillere çevrilerini derliyoruz.

- Él habla diez idiomas.
- Él sabe hablar diez lenguas.

O, on dil konuşabilir.

Tatoeba es realmente multilingüe. Todas las lenguas están interconectadas.

Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

En el mundo hay más de siete mil lenguas.

Dünyada yedi bini aşkın dil vardır.

- ¿Cuántos lenguajes hablas tú?
- ¿Cuántos idiomas hablas tú?
- ¿Cuántas lenguas hablas tú?
- ¿Cuántos idiomas hablas?
- ¿Cuántas lenguas hablas?
- ¿Cuántos idiomas hablás?

- Kaç tane dil konuşursun?
- Kaç tane dil konuşabilirsin?

- Es difícil hablar tres lenguas.
- Es difícil hablar tres idiomas.

Üç dil konuşmak zordur.

Me pregunto cómo Tatoeba puede atraer hablantes de lenguas minoritarias.

Tatoeba'nın azınlık dillerini konuşanları nasıl çekebileceğini merak ediyorum.

Joseph es capaz de decir "te quiero" en quince lenguas.

Joseph on beş dilde 'seni seviyorum' diyebilir.

- ¿Cuántos idiomas hay en el mundo?
- ¿Cuántos idiomas existen en el mundo?
- ¿Cuántas lenguas hay en el mundo?
- ¿Cuántas lenguas existen en el mundo?

Dünyada kaç tane dil var?

El esperanto es una ayuda para la enseñanza de lenguas extranjeras.

Esperanto yabancı dil öğretimi için bir yardımcıdır.

- Es capaz de hablar diez idiomas.
- Ella sabe hablar diez lenguas.

O, on dili konuşabiliyor.

El esperanto es una de las lenguas más melodiosas del mundo.

Esperanto dünyadaki en melodik dillerden biridir.

El francés es una de las lenguas que siempre quise aprender.

Fransızca her zaman öğrenmek istediğim dillerden biridir.

La mayoría de los ciudadanos suizos hablan dos o tres lenguas.

Çoğu İsviçre vatandaşı iki ya da üç dil konuşur.

Lenguas como el francés, italiano y español tienen sus orígenes del latín.

Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca gibi diller Latince'den geliyorlar.

Desearía que hubiera más lenguas nativas americanas en el corpus de Tatoeba.

Keşke Tatoeba Corpus'ta daha yerli Amerikan dilleri olsa.

- No hablo tres lenguajes.
- No hablo tres lenguas.
- No hablo tres idiomas.

Üç dil konuşmuyorum.

El chino y el italiano son las lenguas más bonitas del mundo.

Çince ve İtalyanca dünyanın en güzel dilleridir.

- ¿Cuántos idiomas se hablan en Europa?
- ¿Cuántas lenguas se hablan en Europa?

Avrupa'da kaç dil konuşuluyor?

- Hay muchas lenguas ergativas en el mundo y el vasco es una de ellas.
- Hay muchas lenguas ergativas en el mundo y el euskera es una de ellas.

Dünyada birçok ergatif dil var ve Baskça da onlardan biri.

En general, a los japoneses no se les dan bien las lenguas extranjeras.

Kural olarak, Japon halkı yabancı dillerde iyi değil.

Si puedo entrar en la universidad, espero aprender a hablar dos lenguas extranjeras.

Eğer üniversiteye girebilirsem, iki yabancı dil konuşmayı öğrenmeyi umuyorum.

El 80% de las palabras de la lengua inglesa provienen de otras lenguas.

Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.