Translation of "Extranjeras" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Extranjeras" in a sentence and their turkish translations:

Bancos, empresas extranjeras

GÖZLERİ VE AĞZI BAĞLANMIŞTI

- Aprender lenguas extranjeras es aburrido.
- Es aburrido aprender lenguas extranjeras.

Yabancı dilleri öğrenme sıkıcıdır.

Estoy aprendiendo dos lenguas extranjeras.

İki yabancı dil öğreniyorum.

Él tiene muchas estampillas extranjeras.

- O bir sürü yabancı pullara sahipti.
- O birçok yabancı pula sahipti.

Nos gusta aprender lenguas extranjeras.

Yabancı dilleri öğrenmekten hoşlanırız.

Aprender lenguas extranjeras es aburrido.

- Yabancı dilleri öğrenme sıkıcıdır.
- Yabancı diller öğrenmek sıkıcıdır.

Me gustan las lenguas extranjeras.

Yabancı dilleri severim.

Tom habla dos lenguas extranjeras.

Tom iki yabancı dil konuşur.

¿Qué lenguas extranjeras has aprendido?

Hangi yabancı dilleri öğrendin?

Hablando de lenguas extranjeras, ¿hablas francés?

Yabancı dillerden bahsederken, Fransızca konuşabilir misin?

Encuentro las lenguas extranjeras muy interesantes.

Yabancı dilleri çok ilginç buluyorum.

Los niños tienen que aprender lenguas extranjeras.

Çocuklar yabancı diller öğrenmek zorundalar.

"Estudiar lenguas extranjeras es una pérdida de tiempo,

''Okulda yapabileceğiniz diğer şeylerle karşılaştırınca

Debemos defender a nuestro país de agresiones extranjeras.

Ükemizi yabancı saldırısından korumak zorundayız.

Me gusta ir al cine para ver películas extranjeras.

Ben yabancı filmleri izlemek için sinemaya gitmek isterim.

Hasta ahora he estado en más de diez ciudades extranjeras.

Şimdiye kadar ülke dışında on şehirden daha fazlasını ziyaret ettim.

Entre los invitados a la fiesta había dos mujeres extranjeras.

Partiye davet edilmiş konuklar arasında iki yabancı bayan vardı.

El esperanto es una ayuda para la enseñanza de lenguas extranjeras.

Esperanto yabancı dil öğretimi için bir yardımcıdır.

En general, a los japoneses no se les dan bien las lenguas extranjeras.

Kural olarak, Japon halkı yabancı dillerde iyi değil.

Si puedo entrar en la universidad, espero aprender a hablar dos lenguas extranjeras.

Eğer üniversiteye girebilirsem, iki yabancı dil konuşmayı öğrenmeyi umuyorum.

Ella habla cinco lenguas extranjeras, pero cuando quiere maldecir habla en su lengua materna.

O, beş yabancı dil konuşur ama o küfretmek istediğinde annesinin dilinde konuşur.

- Aprender una lengua extranjera es difícil.
- Es difícil aprender un idioma extranjero.
- Aprender lenguas extranjeras es difícil.

Yabancı dil öğrenmek zordur.