Examples of using "Frecuentes" in a sentence and their turkish translations:
Sık sık Avrupa'ya seyahatler yaparlar.
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
- Depremler sık sık Japonya'yı vurur.
- Depremler sıklıkla Japonya'yı vurur.
Geceleyin trenlerin yoğunluğu daha azdır.
Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der
Öğretmen Tom'un sık sık sınıfta bulunmamasından endişeliydi.
Fiona'nın mektupları gittikçe daha az sıklıkta oluyordu.
Dünyada, depremlerin Japonya'daki kadar sık olduğu başka bir ülke yoktur.