Examples of using "Profesora" in a sentence and their turkish translations:
- O bir öğretmen.
- O bir öğretmendir.
Yumi bir öğretmen olacak.
- O bir öğretmen.
- O bir öğretmendir.
O benim İspanyol profesörümdü.
Benim annem bir öğretmendir.
O bir öğretmene benziyor.
O bir öğretmendi.
O benim profesörüm.
O bir öğretmen olmak istedi.
Ben öğretmenim.
O bizim öğretmenimiz.
Bu öğretmen nasıl ?
Ben iyi bir öğretmenim.
Cecilia bir öğretmen değildi.
Laura, sen bir öğretmen misin?
O çok iyi bir öğretmendir.
Öğretmen ne açıklıyor?
Mary tek kadın öğretmendi.
Ben bir profesörüm.
Öğretmen, kitabı okur.
Fransızca öğretmeni olmak istiyorum.
Öğretmenle kendiniz konuşmalısınız.
Karısı bizim İtalyanca öğretmenimiz.
Öğretmenimiz tahtaya çıktı.
Betty bir dans öğretmeni.
Öğrenci öğretmene hakaret etti.
Öğretmen öğrenciye aşık oldu.
Annem bir psikoloji öğretmeni.
Tom Mary'nin bir öğretmen olduğunu biliyordu.
Kız kardeşim İngilizce öğretmenidir.
- Bir öğretmendim.
- Ben bir öğretmendim.
- Ben öğretmendim.
Ben bir öğretmendim.
- Annem bir lise öğretmenidir.
- Annem bir lise öğretmeni.
O İspanyolca profesörü değil.
- Pratik en iyi öğretmendir.
- Uygulama en iyi öğretmendir.
Tom bir öğretmen ile evlidir.
- Öğretmen değilim.
- Ben bir öğretmen değilim.
- Ben öğretmen değilim.
Annesi bir İngilizce öğretmenidir.
Dün Profesör Gomez'i gördüm.
- Tom'un karısı bir öğretmendir.
- Tom'un eşi öğretmendir.
- Rusça öğretmeniyle konuşuyor.
- Rus öğretmenle konuşuyor.
İşte bu yüzden, öğretmen olarak öğrencilerimin
Kadın, öğretmenmiş gibi konuşuyor.
Bayan Smith bir İngilizce öğretmeni midir?
Yirmi yaşındayken bir öğretmen oldu.
- Yumi öğretmen olacak.
- Yumi bir öğretmen olacak.
Rus öğretmenle konuşuyor.
Öğretmenimin çok yumuşak bir sesi var.
Biyoloji öğretmenine Sonia deniliyor.
O yirmi yaşında, bir öğretmen oldu.
Bayan Bush İngilizce öğretmenimizdir.
Bayan Swan bizim İngilizce öğretmenimizdir.
Bayan Smith bizim İngilizce öğretmenimizdir.
O yirmi yaşında, bir öğretmen oldu.
Bugün yeni bir felsefe öğretmeni ile tanıştım.
Öğretmenimiz yaşına göre genç görünüyor.
- Bir Fransızca öğretmeniyim.
- Ben bir Fransızca öğretmeniyim.
- Fransızca öğretmeniyim.
Fransızca öğretmenim benim yaşımdadır.
Ben bir İspanyolca profesörüyüm.
Jane bir öğretmen olduğuna inandırmaktan hoşlanırdı.
Ben iyi bir öğretmenim.
Öğretmenimiz araba ile okula gelir.
Bu sabah öğretmen bana çok kızdı.
- Geçen yıl Bayan Kato senin öğretmenin miydi?
- Geçen sene Bayan Kato senin öğretmenin miydi?
- Geçen yıl Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
- Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
Bu çocukla konuşmaya çalışan kadın bir öğretmen.
Öğretmenimiz dün, bugün bir sınav olacağımızı söyledi.
Öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.
Geçen yıl Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
Onlar Pedro'yu sanat öğretmeniyle konuşurken gördüler.
Neden öğretmen oldun?
Öğretmen Mary'ye konuşmamasını söyledi.
Hiç öğretmenin yanında küfür ettin mi?
Şu anda Çince öğretmenime bir mektup yazıyorum.
Tom, Mary'nin öğretmen olmak için biçilmiş kaftan olduğunu düşünmüyor.
Şimdi Fransızca öğretmeniyim.
Öğretmenimiz çok genç görünüyor.
Bir öğretmen olmayı seviyorum.
Şu çocukla konuşan bayan onun öğretmenidir.
Bundan sonra ne yapacağımı öğretmenime sordum.
Profesör İngilizce konuşmayı öğretir.
Öğretmenin söylediği Mary'yi daha çok çalıştırdı.
Deneyim en iyi öğretmendir.
Öğretmen günlük çalışmanın önemini vurguladı.
Benim öğretmenim Bayan Li'dir.
Deneyim en iyi öğretmendir.
Tom ve onun öğretmeni birbiriyle konuşuyordu.
Bana Rusçanın büyük öğretmeni arkadaşım Marina'yı çok hatırlatıyorsun.
Öğretmenimin söylediği gibi, hem Yunanları hem de Truvalıları memnun edemezsiniz.
Başlamadan önce Profesör Anna Сosta'ya en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Öğretmen parmağıyla beni işaret etti ve onunla gelmemi istedi.