Examples of using "Complicado" in a sentence and their turkish translations:
Bu karışık, biliyorsun.
Bu karmaşık.
O karmaşık mı?
Ne karışık.
- Karmaşık değil.
- Bu karmaşık değil.
Bu çok karmaşık.
Bu çok karışık.
- Karmaşık görünmüyor.
- Karmaşık gelmiyor.
- Zor görünmüyor.
O kadar da karmaşık değil.
Bu karmaşık bir konu.
Aşk karmaşıktır.
O karmaşık bir çocuk.
Burada işler işte biraz karışıyor
Neden bu kadar karmaşığım?
O, şundan daha karmaşıktır.
Onun karmaşık olabileceğini düşündüm.
O çok karmaşık bir dünyaydı.
O oldukça karmaşık bir sorun.
Karmaşık bir dünyada yaşıyoruz.
İşler çok daha zor bir hâl aldı.
Bunu yapmak için zaman bulmak zor olacak.
Bu biraz zordu, kaygandı, tırmanması tuhaftı,
Bu benim için biraz fazla karmaşık.
ya da yeni deliller için akla uygun açıklamalar ürettiler.
Anlaşılması güç olduğu için size okuyacağım.
İşin aldatıcı tarafı şu ki, Şu anda ABD'de
Seninle görüşmek istediğim karışık bir sorunum var.
Her şey gittikçe daha karmaşıklaşıyor.
Bu durum karmaşık.
Durum karmaşık.
Bu şehirde bir taksi bulmak zordur.
Bilgisayarlar son derece karmaşık işleri yapabilirler.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
Bu kitap bir haftada okunulmayacak kadar zor.
Bu çocuk karmaşık matematik problemini kolaylıkla çözdü.
Onun yalanı konuları karıştırdı.
İnsan beyninin karmaşıklığı göz önüne alındığında bu hiç şaşırtıcı değil.
Bu problem, ilkokul çocuklarının çözmeleri için çok zordur.
Tom o konser için Mary'nin bir bilet almasının zor olacağını düşündü.