Examples of using "Asunto" in a sentence and their turkish translations:
- Bu benim işim değil.
- O, beni ilgilendiren bir şey değil.
O, benim meselemdir.
- Seni ilgilendirmez.
- Sana ne.
Mesele şu:
Biz konuyu tartıştık.
Ben konuyu yeniden değerlendireceğim.
O onun işi.
- Bu konu kimin sorumluluğunda?
- Bu konudan kim sorumlu?
- Bu konunun sorumlusu kim?
- Bu işe kim bakıyor?
- Sorun çözüldü.
- Mesele halloldu.
Beni ilgilendirmez.
Sorun tamamen halledildi.
O, benim meselemdir.
Bu benim işim değil.
Bu karmaşık bir konu.
Bu onu ilgilendirmez.
Meseleyi burada tartışalım.
Bu tartışmalı bir konudur.
- Seni ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sizinle bir ilgisi yok.
- Seni ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Bu seninle ilgili değil.
Oluverdi.
Bir arabulucu olmadan meseleyi halledelim.
- Sizi ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez!
- Sana ne.
Sorun önemli değil.
O meseleyi soruşturmaya niyetliyiz.
Meseleden ona bahsetme.
O, meseleyi bana açıkladı.
Bu konuda çok az şey biliyoruz.
Bu beni ilgilendirmez!
Bu konuyla ilgilenmek zorundayım.
Bu konu beni ilgilendirmiyor.
Biz sadece yolumuza devam edebilir miyiz?
Meseleyi şimdi tartışalım.
Bir sonraki maddeye geçebilir miyiz?
O bizi ilgilendirmez.
Bu mesele açıklığa kavuşturulmalıdır.
Bu biraz aldatıcı.
Meseleyi daha sonra sana açıklayacağım.
Bu hiç de küçük bir mesele değil.
Onun oyu sorunu belirleyecekti.
Her şeyi hurdaya ayırmamız gerekir.
- O onun işi değildir.
- O onun işi değil.
Biz erken bir iflas bilançosu bekliyoruz.
Onun konuyla bir ilgisi var.
- O onun işi değildir.
- Onu ilgilendirmez.
- Bundan ona ne!
Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
Mesele hakkında bir şey söylemedim.
Konu hâlâ tartışılıyor.
Konuyu araştıracağını söylüyor.
Polisler meseleyi araştırıyor.
Meseleyi ona açıkladım.
Önemli bir konu olarak kabul edilir.
Konuyu size daha sonra açıklayacağım.
Ben sorunun bir parçası olmak istemiyorum.
Her şeyi unutalım, tamam mı?
Gerçekten büyük bir anlaşma değildi.
Konu çok tartışmalı bir hâl aldı.
Meselenin özü nedir?
Katılacak kişisel bir meselem var.
Beni ilgilendirmediğini biliyorum.
Ben o konuda hemfikirim.
Bu konuyu toplantıda tartışacağız.
Tartışacak bir madde daha var.
Görüşmek için bir maddemiz daha var.
Bu resmi bir konu değil.
Bu konuda daha fazla bilgiye ihtiyacım var.
Bütün bu şey gerçekten aptalca.
Meseleye daha yakından bir göz atalım.
Bu son derece önemli bir mesele.
Bu sorunla nasıl başa çıkmalıyız?
Bu çok ciddi bir konu.
Şu sıralar bu problemi tartıştık.
O konu hakkında düşünüyorum.
- Polis konuya ilgisizdi.
- Polis konuya kayıtsızdı.
Ama yaşamak ciddiyet ister.
ancak Napolyon ile meseleyi çözemedi.
Sonunda meseleyi çözebildik.
Konuyu halletmeden bırakmamalıyız.
Meseleyi daha dikkatli araştır.
O, o meseleyle uğraşıyor gibi görünüyor.
Ona meseleden bahsetti.
Konu hakkında onunla konuştum.
Polis konuyu incelemeye başladı.
Tom konuyu benimle konuşmalıydı.
Tom onun beni ilgilendirmediğini söyledi.
Bu konuda seninle aynı fikirdeyim.
Tom her şeyin onun işi olduğunu düşünüyor.
Konu hakkında onunla konuşmak istiyorum.
Konuyu iyice çalışmak gerekliydi.
Neyse, bu senin sorunun değil.
Bu konu hakkında herhangi bir bilgin var mı?
Bu konu ile ilgili olarak söyleyeceğin bir şey var mı?
Konu hakkında onunla konuşmalısın.
O, sorun hakkında onunla konuştu.
Tom sorunlarla kendisi ilgilenmeye karar verdi.