Examples of using "Calles" in a sentence and their turkish translations:
Yollar temiz değil.
Sokaklar boştu.
Caddeler temiz.
- Sokakları su basmış.
- Sokaklar su altında.
Sokaklardayken küfür edebilirsin
Sussan iyi olur.
- Sokağı su bastı.
- Sokağı sel bastı.
Sokaklarda savaş vardı.
...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.
Sokaklar arabalarla tıkanmış.
Sokaklar insan dolu.
Yağmur yağdığında sokakları sel bastı.
Caddeler bayraklarla dekore edilmişti.
İnsanlar sokaklarda dans etti.
sadece birkaç sokak ama bir sürü boş alan görürsünüz.
Zamanımı sokaklarda dolaşarak harcadım.
Mahalle genç çiftlerle doluydu.
Yeter artık, yahu! Kapasana çeneni.
Sokaklar bahar güneşinde parlıyor.
Bu kentin sokakları dardır.
Bu çocuklar sokaklardan kaçırılıyor.
Bizler ulusumuzun sokaklarında,
caddeler yerine yürüyüş alanları
Buza karşı yollara müdahale ederler ya? Kum kullanırlar.
Zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.
Tom sarhoş ve çıplak şekilde sokaklarda koşuyordu.
Bütün gün sokakları başıboş dolaştım.
Freetown sokaklarını kirleten cesetler vardı.
Sokaklarda cinler... ...gulyabaniler...
Sokaklarda şişe toplayarak karnını doyuruyordu
Sokaklar tıklım tıklım, trafik felç.
- Kapa çeneni dedim!
- Sus dedim!
Kavga stadyumdan sokaklara taştı.
Biz sokaklardaki gençler, okullu grevciler olarak
Aslında yazılı olmayan sokaklarda olan bir kural vardır
Tıpkı bizim gibi insanlar sokaklarda dolaşıyordu. Tıpkı bizim gibi.
İki cadde birbirine paralel çalışır.
Burada sokaklar 7'ye kadar boştur.
Babasıyla birlikte kaç kere
Okulların içinde canlı canlı yakmış ve sokaklarda vurmuştu.
Sokakta yaşamaya başladıklarında, hiç yiyecekleri yoktu.
Evden kaçmıştım ve Londra'daki izbe sokaklarda uyuyordum.
Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.
Geceydi ve bir karanlık örtüsü bütün sokakları kapladı.
Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.
Buzun üstünde denge kurmak zordur.
Böyle tuhaf bir kıyafetle sokakta yürüyemezsin.
fakat annesi Priya'yı sokakta tek başına ve yemeksiz bıraktı
Şehre gelen tüm yollar arabalar dolu.
Bu ülkenin yolları dünyanın en tehlikelisidir.
- Kentindeki caddelerde ne çiçek ne de ağaçlar vardı.
- Onun şehrinin sokaklarında ne çiçekler nede ağaçlar vardı.
sokaklarda gördükleri aynı döngüyü sürdürmek yerine,
Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.
Neredeyse yok etmek üzereler. Çin devlet başkanı ise Wuhan sokaklarında dolaştı.
Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.
Dünya'nın bütün sokaklarını, her sokakta bulanan evlerin fotoğraflarını tek tek çekti.
Günün bu saatlerinde yollarda çok trafik olur.
Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.
Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.
Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.
İnsanlara sokaklardaki şiddet nedeniyle evde kalmaları söylendi.
Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
Benimle dalga mı geçiyorsun yoksa ne? Senin konuşmayı kesmeni ve dersi takip etmeni üç kere istedim.
Birçok köyün ana caddeleri aslında terk edilmiştir. Temel nedeni Wal-Mart gibi büyük mağazaların ilerlemesidir.