Translation of "Horrible" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Horrible" in a sentence and their turkish translations:

¡Qué horrible!

Ne kadar korkunç!

¡Fue horrible!

Korkunçtu.

Hueles horrible.

Berbat kokuyorsun.

Eres horrible.

Siz korkunçsunuz.

- Te ves horrible.
- Tienes un aspecto horrible.

Korkunç görünüyorsun.

- Tiene una mona horrible.
- Tiene una goma horrible.
- Tiene una cruda horrible.

Onun korkunç bir içki sersemliği var.

Esto es horrible.

Bu dehşet.

Se veía horrible.

O korkunç görünüyordu.

¡Qué sueño horrible!

Ne korkunç bir rüya!

Tom es horrible.

Tom korkunçtur.

Era tan horrible.

O çok korkunçtu.

Es una idea horrible.

Bu korkunç bir düşünce.

La paga es horrible.

Ödeme berbat.

Era una idea horrible.

O berbat bir fikirdi.

Tuve una infancia horrible.

- Ben korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Ben berbat bir çocukluk geçirdim.

Esta medicina sabe horrible.

- Bu ilaç çok kötü tadıyor.
- Bu ilacın tadı çok kötü.

- Creo que eso es horrible.
- Yo creo que eso es horrible.

Sanırım o berbat.

"Es horrible. Tenía que acabar.

"Ah, çok korkunç bir adam. Bu ilişkiye son vermek zorunda kaldım.

Les causarán un horrible sarpullido.

çok fena kaşıntıya ve kızarıklığa neden olur.

Dr. Patterson: Sí, fue horrible.

Dr. Patterson: Evet, korkunçtu.

Hoy hace un calor horrible.

Bugün hava korkunç sıcak.

Aquél fue un día horrible.

O, korkunç bir gündü.

He tenido un día horrible.

Ben kötü bir gün geçirdim.

Hoy hace un día horrible.

Bugün hava berbattır.

Sé que hice algo horrible.

Berbat bir şey yaptığımı biliyordum.

Ayer ocurrió un horrible accidente.

Dün berbat bir kaza oldu.

Me parece una idea horrible.

Bence bu gerçekten kötü bir fikir.

¡Detesto el domingo! ¡Horrible día!

Pazar gününden nefret ediyorum! Çok kötü bir gün!

Anoche tuve una pesadilla horrible.

Dün akşam korkunç bir kabus gördüm.

¿Por qué eres tan horrible?

Niçin o kadar korkunçsun?

Tuve un sueño horrible anoche.

Dün gece berbat bir rüya gördüm.

"Bueno, ¿tan horrible era él?" Pregunté.

"Adam o kadar kötü müydü?" diye sordum.

¿Dónde encontraste a este horrible perro?

Bu korkunç köpeği nereden buldun?

Pensé que algo horrible había sucedido.

Berbat bir şey olduğunu düşündüm.

Sin ti la vida es horrible.

Sensiz hayat berbat.

- Eso es terrible.
- Esto es horrible.

O korkunçtur.

La violación es un crimen horrible.

Tecavüz korkunç bir suçtur.

El lunes fue un día horrible.

Pazartesi berbat bir gündü.

Te sacaré de este horrible trance.

Seni bu korkunç durumdan çıkaracağım.

No volveré a esa lugar horrible.

Ben o korkunç yere dönmeyeceğim.

Consideren esa horrible noticia en Boko Haram:

Örneğin, Boko Haram teröristlerinin

Siento un gusto horrible en la boca.

Ağzımda berbat bir tat var.

El nacionalismo egocéntrico puede volverse fácilmente horrible.

Benmerkezci ulusalcılık kötü sonuçlar doğurabilir.

Ojalá pudiéramos irnos de este horrible lugar.

Keşke bu korkunç yerden gidebilsem.

Tuve un día horrible en el trabajo.

İşte çok berbat bir gün geçirdim.

- Tengo unos dolores terribles.
- Tengo un dolor horrible.

Berbat bir ağrım var.

Ayer hubo un accidente horrible en la autovía.

Dün otobanda korkunç bir kaza vardı.

- Tuve un sueño terrible.
- He tenido un sueño horrible.

Korkunç bir rüya gördüm.

¡Que horrible! Ellos apedrearon al hombre hasta la muerte.

Ne kadar korkunç! Onlar ölümüne adam taşladılar.

En el cuarto de estar reina un caos horrible.

Oturma odasında korkunç bir kaos hüküm sürüyor.

La palabra "horrible" no le hace justicia a la sensación.

"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.

Ambos van a saber horrible, pero solo uno me enfermará.

İkisinin de tadı oldukça iğrenç ama ancak biri beni hasta edebilir.

Y cómo evitar ese sufrimiento, para evitar esa factura horrible.

nasıl kaçınabileceğimizi açıklamak için verileri kullandık.

Hasta ahora hablo un alemán horrible, pero intentaré aprenderlo bien.

Almancam şimdiye kadar korkunçtu ama iyi Almanca öğrenmeyi deneyeceğim.

¿Cómo puede usted aguantar ese calor horrible todo el día?

Bütün gün o şiddetli ısıya nasıl dayanabiliyorsun?

Vio un evento horrible, que cambia y que destruye la vida

O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü

Como el horrible sabor en la boca, el olor a quemado, a pescado podrido,

ağzındaki berbat tat, yanık kokusu, çürümüş balık

Cada equipo ahora tiene una idea de otro equipo que pensó que era horrible,

Şimdi her takım, diğer takımın berbat olduğunu düşündüğü bir fikre sahip

La policía todavía no ha cogido a la persona que cometió este horrible crimen.

Polis henüz bu korkunç suçu işlemiş kişiyi yakalamış değil.

Sacan las crías del estómago de las madres para extraer el pequeño cuerno. Es simplemente horrible.

yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.

La gente en la villa todavía hablaba de la forma horrible en que Tom había muerto.

Köydeki insanlar hâlâ Tom'un öldüğü korkunç şekilden bahsediyorlardı.

Las maniobras invernales culminaron en la horrible Batalla de Eylau, a la que el cuerpo de Ney alcanzó

, Napolyon tarafından yeniden eleştirildi . Kış manevraları, Ney'in birliklerinin

- El escenario del crimen era demasiado horrible para describirlo.
- La escena del crimen era demasiado horrenda para describirla.

Cinayet mahallini açıklamak çok korkunçtu.

Después de escuchar sobre el horrible destino que sufrió Aleppo, el resto de siria capitulo a finales de marzo.

Halepin korkunç kaderine tanık olan Suriyenin kalanı Mart sonunda teslim oldular.

- Yo no recomiendo comer en este restaurante. La comida es horrible.
- No recomiendo comer en aquel restaurante. La comida es repugnante.

O restoranda yemeni önermem. Yemek korkunç.