Translation of "Callar" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Callar" in a sentence and their turkish translations:

¿Te podés callar?

Susar mısın?

- ¡Silencio!
- ¡Callaos!
- ¡A callar!

- Sessiz ol.
- Şıst!

¿Te puedes callar, por favor?

Lütfen konuşmayı keser misin?

- ¿Te podés callar?
- ¿Podrías callarte?

Susar mısın?

No me voy a callar.

Sessiz olmayacağım.

Haz callar a ese niño.

Şu çocuğu sustur.

A veces callar es igual que mentir.

Susmak da bazen yalan söylemekle eşittir.

Los padres enseñan a los hijos a hablar, los hijos les enseñan a callar.

Ebeveynler çocuklara konuşmayı öğretir, çocuklar ebeveynlere sessiz olmayı öğretir.

El dolor que obliga a una persona a callar es mucho mayor que el que le obliga a gritar.

İnsanı sessiz kalmaya zorlayan acı, onu bağırmaya zorlayan acıdan çok daha büyüktür.

- La palabra es plata y el silencio oro.
- Más vale callar que mal hablar.
- Si la palabra es plata, el silencio es oro.

- Konuşma gümüştür ama susma altındır.
- Söz gümüşse sükût altındır.