Translation of "Mentir" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Mentir" in a sentence and their turkish translations:

- Mentir está mal.
- No está bien mentir.

Yalan söylemek yanlıştır.

- Me forzaron a mentir.
- Me obligaron a mentir.

Onlar beni yalan söylemem için zorladı.

No deberías mentir.

Yalan söylememelisin.

Mentir es vergonzoso.

Yalan söylemek utanç verici.

Él odiaba mentir.

O yalan söylemekten nefret ediyordu.

No debes mentir.

Yalan söylememelisin.

No quiero mentir.

Yalan söylemek istemiyorum.

- No le he oído nunca mentir.
- Nunca le oí mentir.

Onun yalan söylediğini hiç duymadım.

Es una vergüenza mentir.

Yalan söylemek ayıptır.

No quiero mentir más.

Artık yalan söylemek istemiyorum.

¿Por qué debería mentir?

Neden yalan söyleyeyim?

Le castigaron por mentir.

O, yalan söylediği için cezalandırıldı.

Eres pésimo para mentir.

Sen berbat bir yalancısın.

No tenés que mentir.

Yalan söylemek zorunda değilsin.

No voy a mentir.

Yalan söylemeyeceğim.

Los testigos pueden mentir.

Tanıklar yalan söyleyebilir.

Es mentir y hacer trampa".

yalan söylemek ve aldatmak."

Está mal mentir, por ejemplo,

Mesela yalan söylemek tamamen yanlıştır.

él nunca duda en mentir

yalan söylemekten de asla çekinmiyor

Él tiene tendencia a mentir.

Yalana meyillidir.

Ella fue acusada de mentir.

- Yalan söylemekle suçlanıyordu.
- O, yalan söylemekle suçlandı.

Ellos lo acusaron de mentir.

Onlar onu yalan söylemekle suçladılar.

Tuve que mentir de nuevo.

Tekrar yalan söylemek zorunda kaldım.

No tienes por qué mentir.

Yalan söylemek zorunda değilsin.

¿Es siempre un pecado mentir?

Yalan söylemek her zaman bir günah mıdır?

Por favor, deja de mentir.

Lütfen yalan söylemeyi kes.

No somos muy buenos en mentir.

Yalan söylemekte pek iyi değiliz

Él no tiene escrúpulos para mentir.

O yalan söylemeye çekinmez.

Él admitió que tuvo que mentir.

Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.

- Dejá de mentir.
- Dejá de bolacear.

Yalan söylemeyi bırak.

No le he oído nunca mentir.

Onun yalan söylediğini hiç duymadım.

¿Acaso no prometiste no mentir nunca?

Asla yalan söylemeyeceğine söz vermedin mi?

- Tom es un niño demasiado honesto para mentir.
- Tom es demasiado honesto que ni puede mentir.

Tom yalan söyleyemeyecek kadar dürüst bir çocuktur.

Creo que Tom me acaba de mentir.

Galiba Tom biraz önce bana yalan söyledi.

Mary castigó a su hija por mentir.

Yalan söylediği için Mary kızını cezalandırdı.

Es más placentero ser honesto que mentir.

Dürüst olmak yalan söylemekten daha zevkli.

A veces callar es igual que mentir.

Susmak da bazen yalan söylemekle eşittir.

- ¿Por qué mentiría?
- ¿Por qué iba a mentir?

Niçin yalan söylerdi?

mentir es el tema más popular de nuestro tiempo

çağımızın en revaşta olan konusu yalan söylemek

Decir la verdad es mucho más fácil que mentir.

Gerçeği söylemek yalan söylemekten çok daha kolaydır.

Tom iba a mentir, pero acabó soltando la lengua.

Tom yalan söyleyecekti ama baklayı ağzından kaçırmakla sonuçlandırdı.

- No soy bueno mintiendo.
- No soy bueno para mentir.

Yalan söylemede iyi değilim.

Decir la verdad es mucho más sencillo que mentir.

Gerçeği söylemek, yalan söylemekten çok daha kolaydır.

En mi familia, el castigo por mentir era severo.

Ailemde yalanın cezası ağırdı.

Los padres enseñan a sus hijos que está mal mentir.

Anne ve baba çocuklarına yalan söylemenin yanlış olduğunu öğretir.

Las personas dicen que pueden enfrentar retóricas como mentir o aburrirse

insanlar diyor abi o yalan ya sıkıyor gibi söylemlerle karşı karşıya kalabiliyor

Puedes mentir a todos los demás, pero no puedes mentirte a ti mismo.

Başka herkese yalan söyleyebilirsin ama kendine yalan söyleyemezsin.

A las mujeres les encantan las mentiras, a los hombres les encanta mentir.

Kadınlar yalanları, erkekler yalan söylemeyi sever.

- Yo no puedo mentirte.
- No puedo mentirte.
- No te puedo mentir.
- No puedo mentiros.

Sana yalan söyleyemem.